Son zamanlarda askeri ve siyasi rekabet kadar öne çıkan bir yarış alanı daha belirmeye başladı. Öne çıkan bu rekabet alanı Birinci Dünya Savaşı’nda maddi çıkara dayalı paylaşım iken günümüz çağdaş dünyasında küresel hegemonik güç olma yolunda seçkin bir mücadele unsuru oluyor. Bu mücadele unsuru ise alışılmışın ötesinde bulunan ekonomik durumdur. Bu mücadele İkinci Dünya Savaşı Sonrası Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) arasında dahi yaşanmazken günümüz koşullarında tercih ediliyor. İnsanlık tarihinin en ürkütücü dönemi olan Soğuk Savaş sırasında dahi ABD ve SSCB arasında var olan rekabet teknolojik, askeri ve siyasi olurken, güç dengesi açısından birbirlerine gözdağı vermek için sadece askeri baskı araçlarından olan stratejik ve taktik nükleer silahların üretiminde bulunuyorlardı. ABD ve SSCB arasında ekonomik savaş biçiminin uygulanmamasındaki temel amaç ise yeryüzünde tarafsız olan ve küresel rekabetten bir haber olan milyonlarca insanın kitlesel olarak açlığa, yoksulluğa ve sefalete mecbur bırakmamak içindi.
Ancak günümüz koşullarında dünya siyaset alanında yeni güçlerin belirmesi ve teknolojik yeniliklerin ortaya çıkması ile oluşan yeni ekonomi paradigması küresel hegemon güçlerin yerinden edinmesine ve mevcut güç durumlarının sarsılmasına zemin hazırlamaktadır. Bu zemin doğrultusunda ayrıca yeni güçler siyaset sahnesine girmiş ve farklı güçlerin siyasi, ekonomik ve askeri etki alanları oluşmuştur. Bu güçlerden başlıca olanı ise Çin oluyor. Çin Soğuk Savaş döneminin sonrasında büyük bir üretim hamlesine girmiş, küresel üretim payından büyük bir yer kaplamaya başlamıştır. Üretimin yanı sıra askeri açıdan büyük bir başarı ivmesi kaydeden Çin, yaptığı yatımlar ile siyasi etki alanını genişletmeye çalışmaktadır. Çin’in etki alanın genişlemesi Afrika kıtası başta olmak üzere çeşitli iş birlikleri ile birçok ülkede gerçekleşmeye devam ediyor. Öte yandan ABD 20. yüzyılda dünya üretim payındaki yüzde 54 oranından saparak çok düşük seviyelere gerileyerek artık tüketici konumuna düşmüştür. Bu durum kıta Avrupası ve ülkeleri içinde geçerlidir. ABD’nin içinde bulunduğu bu durum borç ekonomisinin kapısını aralamış ve gittikçe borçlanan bir ülke haline dönüştürmüştür. Ayrıca ABD’nin askeri müdahaleleri ile nefret objesi haline dönüşmesi küresel alanda etkisinin ülkeler nezdinde olumsuz bir duruma düşürmüştür. Ekonomik ve siyasi irtifa kaybının farkında olan ABD Başkanı Donald Trump ve ekibinin son dönemdeki çırpınışları da bu nedenler ile yaşanıyor.
Sorunun tespitinden hareket ile karşı adımda bulunan ABD’nin Cumhuriyetçi kanadı artık kurutuluş yollarını son derece acımasız sonuçları olabilecek ekonomik savaşı tercih etti. Geçtiğimiz günlerde açıklanan gümrük vergileri ile Trump yönetiminin ithal ikameci politikalara yöneldiğinin işareti verildi. Artık ABD üretime ağırlık verecek, ürettiği malları tüketecek ve ithal ürünler almak için borçlanmayacak. Bu doğrultunda atılan adımlardan ABD’nin birçok ülkeye getirdiği gümrük vergileri, Trump ve ekibine göre en önemli adımlardan biri oluyor. Trump ve ekibinin bu kararlarının küresel ekonomi için değerlendirildiğinde göze çarpan başlıca noktalar ise şunlar oluyor: Çin artık ABD pastasını kolayca tüketemeyecek ve Çin ürettiği ürünlerin temel alıcılarından olan ABD’den yoksun kalmaya başlayacak. ABD iç üretim kapasitesi artacak ve üretim sektörü hareketlenecek. ABD’nin en sıkı müttefiklerinden olan İsrail’e dahi yüzde 17 civarında vergi yükü getirmesi uyguladığı politikalarda ciddi olduğunu kanıtlar. Bu ciddilik ise uzun vadede ABD’ye mal satan tedarikçi ülkelerin üretiminin düşmesine ve maddi kazanç kaybına neden olacak. Belirli bir zaman dilimine yayıldığı söylenen bu ekonomik temelli siyasi karar uzun vadede ABD’nin borç batağından kurtulmasına ve yeniden hareketlenen iktisadi ve üretim sektörleri ile gücünün arttırmasına zemin hazırlayacak.
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025