DOLAR 41,0966 0,76%
EURO 47,6084 0,81%
ALTIN 4.456,09-0,49
BITCOIN %
Diyarbakır
35°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

İsrail’in Ortadoğu’daki genişleme politikası

ABONE OL
29 Eylül 2024 22:29
0

BEĞENDİM

ABONE OL

29 Eylül 2024 22:29


Kaynak: MEHMET SABRİ İPEK

Ortadoğu, tarih boyunca büyük güçlerin politikalarına ve müdahalelerine maruz kalmış, birçok kez siyasi ve askeri çatışmaların merkezi olmuştur. Bu çatışmaların önemli bir parçası, İsrail’in bölgedeki varlığı ve genişleme çabaları olmuştur. Özellikle İsrail Devleti’nin kuruluşuna kadar geçen süreç, bölgedeki dengeleri derinden etkilemiştir. Bu makale, İsrail’in bölgedeki tarihsel gelişimini, Filistin toprakları üzerindeki işgalini ve son dönemdeki savaşları kapsamlı bir şekilde ele alacaktır.

 

1700’lü Yıllardan 1948’e: İngiltere’nin Himayesi ve İsrail Devleti’nin Kuruluşu

 

İsrail’in Ortadoğu’daki etkisi, İngiltere’nin 1700’lü yıllarda Filistin bölgesini himayesi altına almasıyla başlamıştır. Bu süreçte, İngiltere Yahudi halkına önemli destek sağlamış, Yahudilerin Filistin’e göçünü teşvik etmiş ve bölgedeki Siyonist hareketlerin güçlenmesine katkı sunmuştur. Özellikle 19. yüzyılın sonlarına doğru, Siyonist ideolojiye dayanan İsrail Devleti’nin kurulması fikri giderek güç kazanmıştır.

 

İngiltere, 1948 yılında İsrail Devleti’nin resmi olarak kurulmasına öncülük etmiş ve bu süreçte Yahudi milis gruplarının Filistin topraklarındaki varlığına askeri, politik ve ekonomik destek vermiştir. İsrail’in kuruluşu, Filistin halkı için büyük bir trajediye dönüşmüş, Siyonist örgütler tarafından gerçekleştirilen saldırılar, Filistin köylerinin yağmalanmasına ve yerleşim yerlerinin zorla ele geçirilmesine neden olmuştur. Filistinliler, bu süreçte kitlesel olarak göç etmek zorunda kalmış, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Mısır gibi komşu ülkelere sığınmıştır.

 

2006 Lübnan Savaşı: Hizbullah ve İsrail Arasındaki Çatışma

 

İsrail, 1948 yılındaki devlet kuruluşunun ardından Filistin topraklarındaki işgallerini sürdüregeldi. Ancak, 2006 yılında Lübnan’a yönelik kapsamlı bir saldırı başlattı. 32 gün süren bu savaş, İsrail ile Lübnan’daki Şii direniş örgütü Hizbullah arasında büyük bir çatışmaya dönüştü. Savaşın temel nedeni, Hizbullah’ın İsrail askerlerini kaçırması ve İsrail’in bu duruma misilleme yaparak geniş çaplı hava saldırıları başlatmasıdır.

 

Savaş boyunca Güney Lübnan’da büyük yıkımlar yaşandı, binlerce sivil öldü ve yüz binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. İsrail’in saldırıları karşısında direniş gösteren Hizbullah, İran ve Suriye tarafından aktif olarak desteklendi. Bu destek, Hizbullah’ın askeri ve siyasi gücünü artırarak savaşın sonunda İsrail’e karşı bir başarı kazanmasını sağladı. Savaş, Birleşmiş Milletler’in müdahalesiyle 14 Ağustos 2006’da ateşkesle sona erdi, ancak Güney Lübnan’ın bazı bölgeleri İsrail’in işgali altında kaldı. BM’nin araya girmesiyle İsrail, Lübnan üzerindeki ablukayı kaldırdı ve BM askerleri sınır bölgelerine konuşlandırıldı.

 

2024: İsrail ve ABD’nin Ortadoğu’daki Yeni Saldırıları

 

Ortadoğu’da 2024 yılına gelindiğinde, İsrail’in askeri operasyonları hız kesmeden devam etmektedir. Eylül ayında ABD’nin desteğiyle İsrail, Lübnan’a yönelik yoğun hava saldırıları düzenlemeye başlamış, bu saldırılarda yine siviller hedef alınmıştır. Kadınlar, çocuklar ve masum siviller bu saldırılarla hayatını kaybederken, İsrail’in bölgede toprak kazanma hırsı giderek daha belirgin hale gelmiştir.

 

ABD’nin İsrail’e verdiği siyasi ve askeri destek, Ortadoğu’da İsrail’in güçlenmesini sağlamış, bu durum bölgedeki Arap devletlerini zayıf bir konuma düşürmüştür. Özellikle yıllarca İsrail’in ürettiği ürünleri ithal eden ve ekonomik olarak İsrail’in güçlenmesine katkı sağlayan Ortadoğu ülkeleri, bugün bu politikanın bedelini ödemektedir. İsrail karşısında siyasi ve askeri anlamda zayıf kalan bu ülkeler, şimdi İsrail’in bombaları altında yaşam mücadelesi vermektedir.

 

Ortadoğu’daki Tarımsal Yıkım ve İsrail’in Üstünlüğü

 

İsrail’in Ortadoğu’daki etkisi sadece askeri alanla sınırlı kalmamış, tarımsal sektörde de kendisini göstermiştir. İsrail, modern tarım teknikleri ve teknolojileri kullanarak bölgedeki tarımsal üretimde üstünlük sağlamış, bu süreçte Ortadoğu ülkeleri kendi ata tohumlarını kaybetmiş ve İsrail’in tarımsal ürünlerine bağımlı hale gelmiştir. Tarımsal bağımlılık, bölgedeki ülkelerin ekonomik kırılganlıklarını artırmış ve İsrail’e karşı daha zayıf bir duruma düşmelerine neden olmuştur.

 

Bu durum, sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve askeri alanda da etkisini göstermiştir. Bugün İsrail’in bombaları altında kalan Ortadoğu ülkeleri, yıllarca İsrail’in ekonomisini güçlendiren politikaların bedelini ödemekte ve İsrail’in bölgesel politikalarına karşı savunmasız bir hale gelmektedir. ABD’nin 2003 yılında Irak’a gerçekleştirdiği işgali destekleyen ülkeler, bugün benzer bir kaderle yüzleşmekte, İsrail’in askeri operasyonları karşısında ciddi yıkımlara maruz kalmaktadır.

 

Birleşmiş Milletler’in Sessizliği: Barış mı, Çıkar mı?

 

İsrail’in Ortadoğu’daki bu genişleme politikaları karşısında, uluslararası toplumun tepkisizliği dikkat çekmektedir. Birleşmiş Milletler, yıllardır barışı sağlama görevi üstlenmiş bir kuruluş olmasına rağmen, İsrail’in askeri operasyonları karşısında sessiz kalmaktadır. BM’nin bu pasif tutumu, İsrail’in bölgede daha fazla toprak kazanmasına ve Ortadoğu’daki çatışmaların derinleşmesine neden olmuştur. BM’nin barış misyonuna rağmen, İsrail’in Lübnan, Filistin ve diğer Ortadoğu ülkelerine yönelik saldırıları devam etmekte ve bu saldırılar her seferinde daha büyük insanlık trajedilerine yol açmaktadır.

 

Ortadoğu’da İsrail’in genişleme politikaları ve ABD’nin desteği, bölgedeki barış umutlarını giderek azaltmaktadır. Filistin ve Lübnan gibi ülkeler, İsrail’in askeri gücü karşısında direnmeye çalışsa da, uluslararası toplumun sessizliği ve BM’nin etkisizliği bu çatışmaların daha uzun yıllar süreceğine işaret etmektedir. Ortadoğu’daki bu kriz, sadece bölge halklarını değil, aynı zamanda küresel barışı tehdit eden bir mesele olarak varlığını sürdürmektedir.

Mehmet Sabri İPEK

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP