Küreselleşen dünyada fiyatlar birbirini takip edemiyor. Yapılan araştırmalar sonucunda piyasada ki malum fiyatlar tüketici için asla makul olmamakla beraber tüketiciyi maddi ve manevi yoruyor. Mekandan mekana aynı ürünün farklı mali değerde olması bir dengenin ve düzenin olmadığının bir kanıtı.
Zincir marketlerdeki rutin bir iş olgusu haline bürünmüş fiyat değişimleri tüketicisini şaşırtmaya devam ediyor. Haftanın belirli günleri indirim çatısı altında uygulanan politikalar tüketiciyi cezbetsede aslında uygulanan rakamlar o kadar da cezbedici değil. Uygulanan birkaç lira değişimi ya da kuruş değişimi gerçeği değiştirmiyor.
Piyasada ki bu değişim küçük esnafları ya da çocukluğumuzun bakkallarını bize görünmez bir gözle bakmamızı sağlıyor. Marketler daha uyguna gelirken küçük esnaf görünmezliğe bürünüyor. Oysa marketlerden farkı olmayan bakkallarımız yerinde sayıklamaya başlıyor. Ya da tek tek kapanmaya başlıyor.
Bugün aylık mutfak masrafı 5-6 bin Türk Lirası altına düşmeyen bir aile geçimini kıt kanaat geçiriyor. 5-6 bin Türk Lirasını zevkleri uğruna değil piyasada ki dengesiz değişimlerden dolayı oluşuyor. Bir sütün 25 TL altında satılmadığı, bir ekmeğin 12 TL altında satılmadığı, bir makarna paketinin 20 TL altında satılmadığı gerçeğini düşünürsek 5-6 bin Türk Lirası mutfak masraflarını fark etmemiz gayet mümkündür. Peki her ay böyle sürerse aileler birikim yapabilir mi ? Belki ufak ufak yapılır fakat beklenilen ölçüde yapılamaz. Sırf bu nedenlerden bile değişim ve programsız artışların son bulunması için yapılan faaliyetlerin daha fazla artıp, ardı sıra kesilmeksizin denetimlerin sürekliliği gereklidir.
Bugün bir lokantaya giden 4 kişilik bir aile yaklaşık 2 bin TL harcayıp çıkıyor. Ayda birkaç kez bu durumu yaşamaya çalışan orta halli maddi geliri olan bir aile için bu durum imkanları pek zorlar. Bu yüzden ailelerin lokanta serüvenleri artık çok uzun zaman aralıklarında gerçekleşirken onlar için lüks oldu.
Cafelerde artan fiyatlar büyüleyici! Bir fincan Türk kahvesi 50-60 ve hatta 70 Türk Lirasına satılıyor. Keyifle içilen hatta kırk yıl hatır biçtiğimiz kahveleri birden fazla içemez hale geldik. Milli kültürümüz haline getirdiğimiz beyaza kırmızı benekli tabağı olan ince bardak halinde sunulan çaylarımızın bardak fiyatları kahve fiyatlarından aşağı kalır yanı yok. Mekandan mekana değişen fakat aynı marka ile yapılışı sağlanan çay fiyatlarındaki bu farklılık lüks yaşam mı yoksa cebimizi yakan volkan mı? Yine aynı durumları düzeltmeyi sağlayacak sistem mevcut politikaları revize edip, fiyat takibi sağlamak olacaktır.
Tekstil sektörüne de bakmak gerekirse orada ki canlılık da cebi yakan türden. Aynı mal aynı kumaş ile oluşturulan tişörtler birbirinden farklı markalar ile birbirinden farklı fiyatlarıyla tüketicinin cebini yakmak için hazır da duruyor.
Ülkemiz yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle, mutlak ve göreceli konumu ile gezegen üzerinde ki en şanslı ülkelerinden biri. Bu şansı değerlendirmek bizim elimizde. El birliği ile ülkemizin kaynaklarını hunharca tüketmek yerine geri dönüşümünü sağlayayıcı özellikleriyle piyasamızı canlı tutup, değişmeyen fiyatlar ve orta halli ailelerin geçimlerini sıkıntıya sokmayacak şekilde refah bir yaşamı sürdürebilmemiz bizim elimizde.
Kamu kuruluşlarının piyasadaki sürekli güncellenen fiyatları takip edip belirli kontroller altında düzene sokması refah bir yaşamı sürdürebilir hale getirecektir. Umarım piyasada ki tüketiciyi tüketen bu rakam dansları tarihin tozlu sayfalarına karışır.
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025