DOLAR 41,0982 0,51%
EURO 47,6349 0,57%
ALTIN 4.457,23-0,46
BITCOIN 45620950,96%
Diyarbakır
38°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Açlığın ve Susuzluğun Ötesinde Bir İbadet Olarak Oruç Tutmak

ABONE OL
2 Mart 2025 19:16
1

BEĞENDİM

ABONE OL

2 Mart 2025 19:12


Kaynak: MEHMET SABRİ İPEK

Rahmet, bereket, paylaşmak ve mağfiret ayı Ramazan ayının ilk günleri içerisinde bulunmaktayız. Oruç sadece yüzeysel olarak kişinin kendi bedenini aç ve susuz bırakmak olarak görülmemelidir. Oruç ibadeti çok yönlü inanç felsefesi ile dini çerçeve yerleşen yegane ibadet biçimidir. Zira Allah oruç ibadetini inanlara şöyle bildirmiştir: Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılınmıştır. (Bakara Süresi, 183. Ayet) Bu ayeti kerimede de görüleceği üzere oruç ibadeti sadece bir ümmete değil bütün ümmetlere de farz kılınmıştır. Burada esas konu ise neden oruç ibadetinin bütün ümmetlere farz kılınmasıdır. Bu noktadan hareket ile en göze çarpan temel düşünce ise Allah Teala’nın kullarını arındırmak istemesinden geçmektedir. Çünkü oruç tutmak takvaya ulaşmak için farz kılınmıştır. Zira bir insanın Allah Teala’ya kulluk yapması için en önemli husus, takvaya erişmiş olması gereklidir. Takvalı bir kul olmak Allah’ın bütün insanlığa bir emridir. Bu arınma ile gerçekleşir. Arınmak için en önemli ibadet ise oruç olmaktadır.

Buradan da anlaşılacağı üzere oruç ibadetinin bütün ümmetlere farz kılınması Allah’ Teala’nın bütün kullarını arındırmak ve takvalı hale getirmek için, kullarını kendi yanında değerli kılmak ve her türlü kötü işten alı koymak için bizlere merhametinden ötürü farz kıldığı bir ibadet olmaktadır. Orucun ulaştırdığı takva ise gündelik yaşamdan şöyle kıymetli olmaktadır: kişi dünyanın aldatmacasında, geçici heves ve arzularından kendini uzak tutmaya çalışır. Zira kişi asıl olana sonsuz yaşama ve kulluk görevini yapmaya çalıştığı yaratıcısına yönelmeyi asıl gaye edinmektedir. Her daim bu doğrultuda sosyal yaşamını şekillendirmeye gayret edecek, geçici heveslerden ve mücadelelerden kendini uzaklaştırmaya çalışacaktır.

Takva ile yönelinen bu duruş ahlaki ve vicdani bütün kurallara uymuş kişileri ortaya çıkarır. Ortaya çıkan kişiler şirk ve küfür toplumunun karşıtı olarak, toplumsal bilincin dini temeller üzerinden yeniden tesis edilmesine neden olur. Öz olarak takvalı olmak sadece bireysel anlamda doğru olana yönelmek değil, toplumsal olarak dahi mutlak doğruya ulaşmak için önemli bir husus olmaktadır.

Bu anlatılardan hareket ile orucu sadece kişilerin yüzeysel bir inanç biçiminin davranışı olarak görmek büyük hata olacaktır. Oruç ibadeti yukarıda da anlatıldığı gibi temel bir felsefesi olan yegane ibadet türleri arasında önemli bir konumda yer almaktadır. O halde yapılacak tek bir şey kalıyor: her mümin oruç tutmayı sadece açlık ile anlamlandırmamalıdır. Oruç ibadetini toplumsal olarak doğruya ulaşmak için kullanmalıdır. Bireysel olarak ise yaratıcının rızasını kazanmak için önemli olan dini bir bütün olarak kurallarına uygun biçimde yaşamak noktasında değerlendirmelidir.

Mehmet Sabri İPEK

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP