0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tanrıkulu, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Bir demokrasi meselesi olan Türkiye’nin, bir demokrasi meselesinin parçası olan Kürt meselesi adaletle, demokrasi ile çözülmelidir. O nedenle masadayız, masada olmaya da devam edeceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni burada, Diyarbakır’da demokrasi çizgisine, adalet çizgisine çağırıyoruz.”

“Sadece şiddetin sonlanmasına odaklı bir süreç olamaz”

Siyasi çözüm süreçlerinin tek taraflı ilerleyemeyeceğini dile getiren Tanrıkulu, operasyonlar, ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar ve kayyum uygulamaları ile demokratik bir uzlaşının mümkün olmayacağını ifade etti.
Tanrıkulu, “Bir taraftan operasyonlar, bir taraftan şiddet, bir taraftan ifade özgürlüğüne ilişkin engeller devam ederken, diğer taraftan Ankara’da sadece şiddetin sonlanmasına odaklı bir süreç olamaz. Eğer toplumdan bir rıza ve kabul üretmek istiyorsa bunları eş zamanlı yapmak durumundayız” dedi.

“Parlamento demokrasiyi gündemine almazsa toplumsal rıza üretilemez”

1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına da işaret eden Tanrıkulu, Meclis’te kurulacak komisyonların yalnızca güvenlik boyutuna değil, demokrasi ve özgürlükler boyutuna da odaklanması gerektiğini söyledi.
Tanrıkulu, “Eğer parlamentoda bu vesileyle oluşturulan komisyon aynı zamanda da demokrasiyi, özgürlüğü ve adaleti gündemine almaz ise, ne Diyarbakır’da, ne bölgede ne de Türkiye’de bir toplumsal rıza üretilemez” diye konuştu.

“Demokratik infaz yasası gündeme alınmalı”

Tanrıkulu, yeni yasama döneminde ele alınması gereken düzenlemelere de dikkat çekerek, demokratik siyasetin güvence altına alınmasının önemine vurgu yaptı.
“Silah bırakma ve sosyal yaşama katılma gibi yasaların ardından, bununla beraber özellikle demokratik bir infaz yasası, adil bir infaz yasası, ifade özgürlüğüne ilişkin düzenlemeler, kayyumun sonlanmasına ilişkin düzenlemeler ve düşünce özgürlüğüne ilişkin düzenlemeler hızla ele alınmalı ve demokratik siyaset güvence altına alınmalıdır” dedi.