“Bu sene ilkbahar güzel geçti, arılarımız sağlıklıydı ve umutluyduk. Ancak yaz aylarının aşırı sıcak geçmesiyle birlikte çok sayıda arıcımızın arıları yandı. Urfa, Diyarbakır ve Viranşehir’de büyük kayıplar yaşandı” diyen Ata, üreticilerin bu süreçte tamamen sahipsiz kaldığını dile getirdi.
Fabrikaların Uyguladığı Fiyat Politikası Tepki ÇekiyorArıcılık sektöründe sadece doğa şartları değil, ekonomik sıkıntılar da üreticileri zorluyor. Ata, fabrikaların bal alım fiyatlarını düşürdüğünü ve bu durumun arıcıları büyük bir borç batağına sürüklediğini belirterek şunları söyledi:
“Fabrikalar balın tenekesini 4 bin 500 liraya, kilosunu ise 165 liraya alıyor. Oysa balın kilogram maliyeti 100 lirayı çoktan aşıyor. Üretici hem doğa şartlarında kayıp yaşıyor hem de emeğinin karşılığını alamıyor. Üstelik fabrikalar balı 4-5 hatta 7 ay vadeli almak istiyor. Arıcılar bu vadelerle ayakta kalamıyor. Mecbur kalıp borca bal veriyor, ama bu şekilde geçinmeleri imkânsız.”
“Arılar Biterse Doğa da Biter”
Başkan Mehmet Ata, arıcılığın sadece üretim değil ekosistem açısından da hayati bir önem taşıdığına dikkat çekti. Arıların yok olmasıyla doğadaki dengelerin bozulacağını belirten Ata, “Arılar biterse doğa da biter. Verim azalır, tarımsal üretim sekteye uğrar. Bugün sahipsiz bırakılan arıcılar aslında toplumun geleceğini korumaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Destek Çağrısı
Arıcıların devlet tarafından hiçbir destek görmediğini dile getiren Ata, yaşanan kayıpların karşılanması için acil önlemler alınması gerektiğini söyledi. “Birçok arıcı bu sene mağdur oldu. Hem sıcaklardan hem de piyasadaki baskılardan dolayı ayakta duramaz hale geldiler. Arıcıların sesi duyulmazsa önümüzdeki yıllarda bal üretiminde ciddi düşüş yaşanacak” dedi.
Diyarbakır ve çevresinde faaliyet gösteren arıcıların yaşadığı sıkıntılar, sadece geçim meselesi değil, aynı zamanda doğa ve tarımsal üretim açısından da kritik bir sorun olarak öne çıkıyor. Arıcılar şimdi, hem devlet kurumlarından hem de sektör temsilcilerinden çözüm bekliyor.
