“Yaşamı ve Barışı Savunuyoruz” başlığıyla kamuoyuna sunulan metinde, bölgede artan gerilim ve kutuplaşmaya karşı barış, demokrasi ve insan haklarının savunulması gerektiği vurgulandı.
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Veysi Ülgen’in okuduğu 17 ilden 269 imzacının imzaladığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
YAŞAMI VE BARIŞI SAVUNUYORUZ!
Kürt Sorununun çözümsüzlüğüyle 40 yılı aşkın süredir devam eden çatışmalı ortam; onbinlerce can kaybına, milyonlarca insanın yerinden edilmesine, toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesine, tüm canlıların ve doğanın hedef alınmasına, milliyetçi ve şoven dilin hakimiyeti ile siyasal alanın daralmasına, temel hak taleplerinin kriminalize edilmesine sebep olmuştur. Bu süreç içerisinde barış arayışı hep cefalı ve cezalı bir iş olmuştur. Toplumsal değerler, inançlar, vatan, millet gibi ideolojik olarak kutsallaştırılan değerler barış arayışının karşısında birer savaş aracına dönüştürülmüştür.
Bu savaş aygıtı ölüm, yıkım, haksızlık, adaletsizlik, yoksulluk dışında halklara bir şey getirmemiştir.
Bu bağlamda 1 Ekim 2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin mecliste Dem Parti vekilleri ile tokalaşması ve 22 Ekim’deki açıklamaları ile başlayıp Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmelerle ilerleyen süreç 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı ile ivme kazanmış 10 Temmuz’da Abdullah Öcalan’ın görüntülü mesajı ve 11 Temmuz’da Süleymaniye’de 30 kişilik PKK üyesinin silahlarını yakması ve çağrıya destek açıklamaları ile barış arayışı için tarihsel bir eşiğe ulaşılmıştır.
Bugün gelinen tarihsel aşamada geçmişte yürütülmeye çalışılan başarısız süreçlerden dersler çıkarmak gerekmektedir. Kazanma, kaybetme, zafer ve teslimiyet kavramları ile toplumsal barışın tesis edilemeyeceği ortadadır. Milliyetçi, şoven dil ve eski hikayelerin bu sorunu çözemediği yıllardır deneyimlenmiştir. Bu dilde ısrarın barışa katkı sunamayacağını medya ve siyaset kurumlarına bir kez daha hatırlatmanın elzem olduğunu düşünmekteyiz. Bu sürecin samimiyetle, siyasal kaygılardan uzak halkların eşitliği ve özgürlüğü esas alınarak yürütülmesi gerekmektedir.
Bizler yaşamayı ve yaşatmayı savunan emek, meslek, hak ve sivil toplum örgütleri olarak Ortadoğu’ da barış süreçlerinin tüm savaşlardan daha zorlu olduğunu bilerek; barışın yalnızca silahların susması değil, toplumsal bir iyileşme, hakikat ve adaletin yerleşmesi, halkların bir arada eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sürdürmesi ile mümkün olabileceğini hatırlatarak iktidara, muhalefet partilerine, demokratik kitle örgütlerine ve tüm bulunuyoruz. kamuoyuna bu düzlemde bu sürece katkı sunmaları için çağrıda
Sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için zaman kaybetmeden siyasi ve hasta mahpuslar, kayyım uygulamaları, KHK’ler, Anadilinde kamu hizmetlerine erişim gibi başlıklarda hızla yasal adımların atılması, toplumun tüm bileşenlerinin katılımına imkan verecek anayasa sürecinin başlatılması, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması temelinde demokratik toplumun inşasına imkan verecek siyasi ve hukuki samimiyetle düzenlemeler için gerekli adımların bir an önce atılması, sürecin yürütülerek heba edilmemesi bulunuyoruz.
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025