Tarihsel Perspektif ve Siyasi Dinamikler
Açılış konuşmasını yapan AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Miroğlu, Türkiye’nin Kürt meselesinde tarihsel bir perspektife sahip olması gerektiğini vurgularken, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreci örneklerle anlattı. Miroğlu, Mustafa Kemal Atatürk’le Kürtler arasındaki ilişkileri ele alarak, tarihsel bir dayanışma vurgusu yaptı.
Miroğlu, Kürt meselesinin sadece belli odaklardan gelen yaklaşımlarla çözülemeyeceğini, daha geniş bir hukuki ve siyasi perspektiften ele alınması gerektiğini belirtti. ” Türkiye’ye yakınlık bu bakımdan bence önemli bir konu bunun altını çizmek isterim, Türkiye’nin de çok önemli problemleri var. Bu problemler kurucu dönemden başlayarak, Mustafa Kemal’in Diyarbakır’a 1916’da gelmesinden sonra Kürtlere dostluk elini uzatması. Bizim Allah rahmet eylesin meşhur Mir Ali Celalet Bedirhan’ın 1933’te Mustafa Kemal’e yazdığı mektup var. Her zaman sözünü ederim bugünlerde bence o mektubun çok konuşulması lazım, harici Türkiye’den bahsediyor. Siz diyor terraki döneminde şunları şunları yaptınız ama ulusal kurtuluş savaşında elinizde Kürtlerden başka kimse kalmamıştı ve Diyarbakır’a geldiniz işte Diyarbakır’daki şeyhleri, ağaları etrafınıza topladınız. Geçen yüzyılda bu şunu gösteriyor. Türk Milleti içerisinde nerede yaşıyorsa olursa olsun iki farklı dinamik var bu dinamiklerden biri İslam dinamiğiydi irili ufaklı şeylerde oldu bu konuda birde birlikçi dinamik, işte o birlikçi dinamik aslıda bin yıllık hissiyattan beslenen bir dinamikti yani Malazgirt’ten bu yana beslenen bir dinamikti ve Kürtler doğrusunu isterseniz iyimi etti kötümü etti bunun muhasebesini yapsın herkes ama Mustafa Kemal’i bu savaşta yalnız bırakmadılar. Sayın Cumhurbaşkanının arkasında durmamızında aslında böyle bir hikayesi var. Böyle bir tercih yapmamızında aslında bu tarihten beslendiğini düşünüyorum. Tabi geldiğimiz nokta iç açıcımı bence iç açıcı değil. Yani Mir Ali Celalet Bedirhan’ın Mustafa Kemal’i davet ettiği harici Türkiye’ye karşı çok güçlü bir pozisyonda durulmuyor. İşte çok tuhaf tanımlamalar yapılıyor. İşte teröristan deniliyor, bir televizyon programda bir arkadaşımız terör bölgesi falan diyince bende benim akrabalarım Suriye’de, dedelerimin mezarı suriye’de siz bir bölgeyi olduğu gibi terör bölgesi olarak ilan ederseniz burada Türkiye’nin yapabileceği çok bir şey yok. Çünkü körfez savaşlarından bu yana biliyoruz ki vekalet savaşları diye bir şey icad edildi ve Türklerin bir kısmı maalesef bu vekalet savaşlarının bir parçası oldular” dedi.
Kürt Milli Kimliği ve İslami Damar
Miroğlu, Kürt toplumunun tarihsel gelişimi ve özellikle dini kimliğinin önemine de değindi. ” Kürtlerin kaderi Kandil’den gelecek birkaç mektuba bağlı bir şey değil, yani çok daha geniş hukuklu bakmak lazım bu meselelere ve HÜDAPAR’ın da aslında bu çerçevede Kürt çoğulculuğunun bir temsil alanıyla Türkiye’nin ve Kürtlerin karşısına çıkması bence çok kıymetlidir. Çünkü bizim gibi insanların bütün hayatı Kürtlerin çoğulculuğunu savunmakla geçti. Bazılarına bakarsanız yani Kürt toplumun içerisindeki sol damarlara sol anlayışlara tıpkı Kemalist anlayışlar gibi kendilerinden önceki dönemi yok sayan bir anlayışla hareket ettiler. Ama şuradaki fotoğraflara bile aslında bizde şunu çok net bir şekilde gösteriyorki Kürt milli kimliği her zaman tarih boyunca islami damarın himayesi altında gelişmiş bir kimliktir. Eğer ben bugünlerde doğrusunu isterseniz Suriye’de Rojava’da olup bitenlere bakınca kendimi Şeyh Hasnevi’nin duruşuna karşı ilgisiz kalamadığımı hissediyorum ve bu bana bunu hatırlatıyor yani bu kimliğimin sahiplerine yine o islami damardan gelen güçlü dini aktörlerin, dini kanaat önderlerinin, seydaların şeyi altında gelişiyor buda çok kıymetlidir bence” ifadelerini kullandı.
Bölgesel Parlamentolar ve Gelecek Perspektifi
Konferansta konuşan Miroğlu, Kürtlerin bölgede siyasal ve kültürel haklarını geliştirme yönünde yeni adımlar atabileceğini belirtti. Miroğlu, “AK Parti’de bu gelenek yeniden vücut bulursa çok sürmez 5-10 yıl içerisinde Kürtlerin belki sınırlarda kendi aralarında kurdukları bölgesel parlamentolar, siyaseti, kültürü bütün bu meseleleri kardeşçe konuşabilecekleri ve bu kardeşliğide bir hukuk temelinde vatandaşı oldukları ülkelere duyurabilecekleri parlamentolar gerçeği ile karşılaşabiliriz ve bu devletleşme meselesi tabikide bir çok arkadaşımızın gündeminde olmaya devam edecektir. Hiçbir şey imralı ile başlamadı hiçbir şey imralı ile son bulmayacak. Güllük gülistanlık olmayacak oradan gelecek hayırlı şey bu salonda olan herkesi bence memnun edecektir, benide memnun edecektir ama silahsız şiddetsiz silahı, şiddeti ve terörü geride bırakan bir Türkiye yeni bir şafağa uyanacak ve asıl uyandığımız bu kabustan bulduğumuz havlularla terlerimizi silip bundan sonrası için hayallerimizi fikirlerimizi bu halk için bu kıymetli millet için yapabileceğiz” dedi.
Çalıştay Çeşitli Oturumlarla Devam Edecek
İki gün sürecek çalıştay boyunca akademisyenler, sivil toplum temsilcileri ve gazeteciler, Kürt meselesinin insani, siyasal ve ekonomik boyutlarını ele alacak. HÜDAPAR yetkilileri, bu çalıştayın Kürt meselesinin daha geniş bir perspektifte tartışılmasına katıkı sağlayacağını ifade ediyor.
Katılımcılar, tartışmaların neticesinde oluşan raporların yetkililere sunulacağını ve kamuoyuyla paylaşılacağını belirtiyor. Çalıştay, farklı düşüncelerin bir araya gelerek yeni yol haritaları oluşturmasına vesile olacak gibi görünüyor.
DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025EKONOMİ
28 Ağustos 2025