0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cennet parçası olarak bilinen Ambar Çayı Vadisi, milyonlarca yıllık jeolojik sürecin bir ürünü olan dev kayalıklarıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Ancak bu eşsiz doğal oluşumlar, mermer ocaklarının şiddetli faaliyetleri nedeniyle gün geçtikçe yok ediliyor. Ocaklardan kaynaklanan toz ve gürültü, vadinin ekosistemine geri dönüşü mümkün olmayan zararlar veriyor.

Tarih ve doğa birlikte can çekişiyor

Ambar Çayı Vadisi, doğal zenginliklerinin yanı sıra tarihi yerleşim alanlarıyla da dikkat çekiyor. Ancak bu tarihi kalıntılar da mermer ocaklarının tehdidi altında. Çevrede yaşanan yoğun maden işletmeciliği, hem tarihsel hem de doğal dokuyu bir arada tahrip ediyor.

Kirlilik ve tahribat dur durak bilmiyor

Gün boyu çevreyi toz bulutuna boğan ve şiddetli bir şekilde faaliyet gösteren mermer ocakları, Ambar Çayı gibi nadide bir doğal çevrenin giderek yok olmasına neden oluyor. Bu faaliyetler sadece doğaya zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda Diyarbakır’ın benzersiz ekosistemine ve yerel halkın yaşam kalitesine de olumsuz etkiler bırakıyor.

Kimler Bu Faaliyetlere İzin Veriyor?

Mermer ocaklarının kimler tarafından ve hangi şartlar altında izin aldığı ise büyük bir merak konusu. İlgili kurumların ve yetkililerin bu konuda nasıl bir denetim uyguladığı veya ne şekilde önlemler aldığı, halk tarafından sorgulanıyor.

Ziyaretçiler dert yanıyor

Doğal turizme sahip alanı ziyarete giden ziyaretçilerde durumdan oldukça rahatsız. Ambar Çayı gibi eşsiz bir habitatın yok oluşunu izlemek, çevre bilincine sahip bireyler için dayanılmaz bir durum. Alanı ziyarete giden ziyaretçiler ilgili kurumların sessizliğinden yakınırken, bu tahribatın artmasına olanak sağlarken, toplumun daha fazla duyarlılık göstermesi ve bu yıkıcı faaliyetlerin durdurulması için harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.

Doğaya verilen bu zarara sessiz kalınması, sadece Diyarbakır için değil, gelecek nesiller için de onarılması mümkün olmayan kayıplara yol açacak.