İslam ordularının efsane komutanı Halid bin Velid, Diyarbakır’ın fethi için oğlu Süleyman’ı ve yirmi dört sahabe arkadaşını feda etmiştir. Diyarbakır’ın yaşlı çınarları, şehri anlatırken öncelikle sahabeler ve peygamberler diyarı olduğunu vurgularlar.
Sözlü tarih anlatılarına ek olarak, Diyarbakır’ın medfun peygamber ve sahabelerini belgeleyen yazılı kaynaklar da bulunmaktadır. 1898, 1903 ve 1905 tarihli Diyarbakır Salnameleri, Hz. Elyesa ve Hz. Zülkifl’in Eğil’de medfun olduklarına dair bilgiler içermektedir. Ayrıca, türbeler ve mezar taşları üzerindeki kitabeler, bu kutsal ziyaret yerlerinin tarihini taşlara kazımış belgelerdir.
Özellikle İç Kale’deki Sahabeler Türbesi üzerindeki kitabe, Halid bin Velid’in oğlu Süleyman ile yirmi dört sahabenin bu mekanda medfun olduğunu açıkça belirtir. Kitabeler, Hz. Zülkifl’in türbesinin Ergani’de olduğunu, Eğil Amini köyü mezarlığında bulunan mezar taşları üzerindeki yazıların ise bu tarihi mirası canlı tuttuğunu gösterir.
Ayrıca, Diyarbakır’daki Amini Kalesi ve Bozbağlar Haziresi, İslam ordularının fethi sırasında şehit olan sahabelerin gömüldüğü yerler olarak bilinir. Bu bölgelerdeki kufi yazılı mezar taşları ve arkeolojik izler, geçmişin bu kutsal anılarını günümüze taşır.
Diyarbakır, tarih boyunca peygamberlerin ve sahabelerin izlerini barındıran kutsal bir şehir olmuştur. Hz. Elyesa, Hz. Zülkifl, Süleyman bin Halid ve yirmi dört sahabe gibi büyük şahsiyetlerin medfun olduğu bu topraklar, bu kutsal mirası günümüze taşıyan birer mühür gibidir.
DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025EKONOMİ
28 Ağustos 2025