DOLAR 41,1797 0,26%
EURO 48,2544 0,45%
ALTIN 4.766,031,59
BITCOIN 45857271,32%
Diyarbakır
34°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kulp ve Sason’da Dicle Havzası Tehlikede: 3 Bakanlığa Soru Önergesi, TBMM’ye Araştırma Talebi

Kulp ve Sason’da Dicle Havzası Tehlikede: 3 Bakanlığa Soru Önergesi, TBMM’ye Araştırma Talebi

Diyarbakır’ın Kulp ilçesi ile Batman’ın Sason ilçesi arasında yer alan Dicle Havzası ve Zore Çayı, yıllardır HES, GES, maden ve petrol arama projelerinin baskısı altında. Bölgedeki doğa tahribatı ve halkın yaşam alanlarına yönelik tehditler giderek artarken, konunun Meclis gündemine taşınması için kritik adımlar atıldı.

ABONE OL
5 Eylül 2025 16:47
Kulp ve Sason’da Dicle Havzası Tehlikede: 3 Bakanlığa Soru Önergesi, TBMM’ye Araştırma Talebi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

5 Eylül 2025 16:47


Kaynak: BÜLTEN

Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ayrı ayrı yazılı soru önergeleri sundu. Ayrıca TBMM Başkanlığına da araştırma önergesi verildi.

Ekolojik ve Sosyal Tehlikelere Dikkat Çekildi

Verilen önergelerde, özellikle Metin HES başta olmak üzere bölgede planlanan enerji projelerinin;

  • Su rejimini değiştirerek tarım, hayvancılık ve arıcılığı nasıl etkileyeceği,
  • ÇED raporlarındaki usulsüzlük iddiaları,
  • Halkın katılım toplantılarının şeffaf yürütülüp yürütülmediği,
  • Su kaynaklarının şirketlere devredilmesiyle kamu yararının ihlal edilip edilmediği,
  • Kümülatif çevresel etkilerin dikkate alınıp alınmadığı,
  • Sahte diplomalı mühendislerin hazırladığı raporların projelere nasıl temel oluşturduğu gibi başlıklara yanıt aranıyor.

Meclis Araştırma Komisyonu Talebi

Milletvekili Serhat Eren, yalnızca bölge halkını değil, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren ekolojik ve toplumsal bir yıkım ihtimaline işaret etti. TBMM’ye verilen Meclis Araştırma Önergesi ile şu konuların derinlemesine incelenmesi talep edildi:

  • HES ve GES projelerinin ekosistem kayıpları,
  • Tarımsal üretime ve kırsal yaşama etkileri,
  • Suyun metalaştırılması süreci,
  • Göç ettirme politikalarıyla bağlantılar.

Eren, “Dicle Havzası yalnızca bir enerji kaynağı değil; halkın geçim, kültür ve yaşam alanıdır. Suyun, toprağın ve doğanın şirketlere peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bölgenin Geleceği Tehlike Altında

Hazırlanan gerekçelerde, Kulp ve Sason’daki tarımsal üretim, arıcılık ve hayvancılığın akarsu rejimine bağımlı olduğu vurgulandı. Projelerle birlikte;

  • Binlerce dönüm tarım ve orman alanının sular altında kalacağı,
  • Balık popülasyonlarının ve endemik türlerin yaşam döngüsünün kesileceği,
  • Halkın göçe zorlanacağı,
  • Kültürel mirasın geri dönülmez biçimde zarar göreceği belirtildi.

Ayrıca Metin HES’in mahkemece iptal edilmesine rağmen yeniden onaylanması, bilirkişi heyetlerinin değiştirilmesi ve usulsüz ÇED raporlarının kabul edilmesi de gündeme getirildi.

Sahte Diplomalar ve Şeffaflık Sorunları

Dikkat çeken bir diğer nokta ise ÇED raporlarında imzası bulunan mühendislerin diplomalarının sahte olduğuna dair iddialar. Eren, bu durumun yalnızca tekil bir skandal değil, Türkiye genelinde ÇED raporlarının güvenilirliği açısından ciddi bir sistem sorunu olduğuna işaret etti.

“Su Haktır, Meta Olamaz”

Araştırma önergesinde, HES projeleriyle su kullanım hakkının şirketlere devredilmesinin toplumun ortak hakkının gaspı anlamına geldiği vurgulandı. Eren, “Su, bir piyasa metaı değil, kamusal bir haktır. Gelecek nesillerin ortak varlıklarını savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Dicle Havzası ve Zore Çayı üzerindeki projelerin ekolojik, ekonomik, toplumsal ve hukuki boyutlarının kapsamlı biçimde araştırılması için Meclis’in harekete geçmesi çağrısı yapıldı.

gazetedetay

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.