0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde faaliyet gösteren hidroelektrik santralinin (HES) Kulp Çayı üzerinde yol açtığı çevresel sorunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşındı.

Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Kulp Çayı’nda yaşanan toplu balık ölümleri, su kesintileri ve ekosistemin uğradığı tahribatla ilgili Meclis Araştırması açılması için TBMM Başkanlığı’na teklif sundu. Eren ayrıca, Çevre, Enerji ve Tarım bakanlarının yanıtlaması için çok sayıda yazılı soru önergesi verdi.

“Balıklar hortumla kurtarılmaya çalışıldı”

Eren’in dilekçesinde, 2009 yılında devreye alınan ve Yıldızlar Grup tarafından işletilen HES’in, yaz aylarında elektrik üretimi için dereye bırakılması gereken suyu tutarak çayın neredeyse tamamen kurumasına yol açtığı öne sürüldü. Bu nedenle binlerce balığın öldüğü, vatandaşların hortumlarla dereye su vererek balıkları hayatta tutmaya çalıştığı aktarıldı.

Milletvekili Eren, benzer bir felaketin 2021 yazında da yaşandığını, Kulp Çayı’nın tamamen kuruduğunu ve binlerce balığın telef olduğunu hatırlatarak “Yetkililer yıllardır bu tahribat karşısında etkili bir önlem almıyor, ekosistem her geçen yıl daha fazla yok oluyor” dedi.

Şirket ile halk arasında çelişkili açıklamalar

Mevzuata göre HES işletmecilerinin dere yatağına “can suyu” bırakmakla yükümlü olduğunu vurgulayan Eren, bu yükümlülüğün Kulp Çayı’nda yerine getirilip getirilmediğinin tartışmalı olduğunu ifade etti.

Öte yandan HES işletmecisi Yıldızlar Enerji A.Ş. iddiaları reddederek, “15 yıldır mevzuata uygun şekilde can suyu bırakıyoruz, yaşanan sorunlar kuraklık ve izinsiz su çekiminden kaynaklanıyor” açıklamasında bulundu.

Eren ise halkın gözlemleriyle şirketin açıklamaları arasındaki çelişkiye dikkat çekerek, “Bu durum yalnızca şirketin değil, devlet kurumlarının denetim sorumluluğunu da gündeme getiriyor” dedi.

TBMM’ye yöneltilen sorular

Milletvekili Eren, üç ayrı bakanlığa yönelttiği soru önergelerinde şu konulara yanıt aradı:

• Dereye bırakılması gereken asgari can suyu miktarı nedir ve denetlenmiş midir?

• HES’in suyu kestiği iddiaları karşısında bakanlıklar tarafından inceleme yapılmış mıdır?

• Balık ölümleri çevre mevzuatı açısından suç teşkil etmekte midir, sorumlular hakkında işlem yapılacak mıdır?

• Ekolojik tahribatın telafisi için hangi eylem planları uygulanacaktır?

• Tarım ve hayvancılığı doğrudan etkileyen su kesintileri konusunda köylülerin mağduriyeti nasıl giderilecektir?

“Yaşam hakkı tehlikede”

Eren, Kulp Çayı’ndaki ekolojik ve toplumsal yıkımın yalnızca bir şirketin faaliyetlerinden ibaret olmadığını, aynı zamanda devletin çevre politikaları, su yönetimi, denetim mekanizmaları ve yurttaşların yaşam hakkı açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı.

Milletvekili, benzer felaketlerin tekrar yaşanmaması için TBMM’de kapsamlı bir araştırma komisyonu kurulmasının zorunlu olduğunu ifade etti.