Açıklamayı İHD Diyarbakır Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Av. Esra Saçaklı okudu.Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“24 yıl önce 19 Aralık’ta ağır tecrit koşullarını dayatan F Tipi Hapishanelerini protesto etmek amacıyla açlık grevinde olan mahpuslara yönelik 20 hapishanede eş zamanlı bir operasyon başlatıldı. 3 gün süren ve televizyonlarda canlı yayında gösterilen bu operasyonda 30 mahpus ve 2 kamu görevlisi olmak üzere 32 kişi yaşamını kaybetti ve 300’e yakın mahpus ise yaralandı. Bu katliamı protesto etmek isteyen yurttaşlardan 2 bin 145 kişi gözaltına alındı ve 58 kişi tutuklandı. Katliamdan sağ kurtulan mahpuslar ağır işkence ve tecrit uygulamalarına maruz bırakıldı ve mahpuslar hakkında birçok dava açıldı.Kimyasal gazların kullanıldığı ve dehşetin yaşatıldığı bu operasyonun emrini veren sorumlular ve operasyon sırasında görevli fail kamu görevlileri hakkında açılan davalar ise engellendi. Kullanılan kimyasal gazın niteliğinin araştırılması talepleri ise sonuçsuz kaldı. İnsan yaşamını korumak zorunda olan devlet, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi bizzat sorumlusu olmuştur. Aradan geçen 24 yıllık süreçte tecrit sistemi daha da ağırlaştırıldığı gibi tüm hapishanelerde hak ihlalleri artarak devam etmektedir. Toplum üzerinde zor kullanma aygıtı haline dönüşen hapsetme sisteminde yeni tip hapishaneler ile bugün tecrit sistemi insanın hem fiziksel hem de zihinsel bütünlüğü üzerinde büyük bir tahribat meydana getirmektedir. F Tipi Hapishanelerin yanı sıra özellikle yeni açılan Yüksek Güvenlikli, S Tipi ve Y Tipi Hapishaneler ile yeni bir sistem uygulanmaya başlanmış olup buralarda tutulan mahpuslar çok ağır izolasyon yöntemlerine maruz bırakılmaktadır. Özellikle Yüksek Güvenlikli Tip Hapishanelerde ister tutuklu ister hükümlü olsun tüm mahpuslar ağırlaştırılmış mahpus statüsündeki mahpuslara uygulanan infaz sisteminde tutulmaktadırlar. Çoğunluğu tek kişilik yerlerde tutulan mahpuslar, günde yalnızca 1 saat ile 1,5 saat arasında başka bir ünitede olan havalandırmaya çıkarılmakta, günün geri kalan 23 saatini tek başına hiç kimse ile konuşmadan, temas etmeden ve kimseyi görmeden geçirmektedir. Burada tutulan mahpuslara kitap, televizyon ve gazetelere erişim konusunda kısıtlamalar getirilmekte ve mahpuslar mutlak bir tecride tabi tutulmaktadırlar. Oysa bu infaz sistemi tüm mahpuslar açısından ağır insan hakkı ihlallerini içinde barındırmakta olup bu sistem uygulamadan mutlaka kaldırılmalıdır.”
DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
28 Ağustos 2025EKONOMİ
28 Ağustos 2025