İstanbul’a giderek Sadâret Kethüdâsı Muhsinzâde Abdullah Paşa’ya intisap ederek divan kâtipliği görevini üstlenmiştir. Daha sonra Diyarbakır beylerbeyiliğine tayin edilen Köprülüzâde Hacı Abdullah Paşa’nın divan kâtibi olarak memleketine dönmüş ve çeşitli görevlerde bulunmuştur.
HÂMÎ-i ÂMİDÎ, XVIII. yüzyılın ikinci derecedeki şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Şiirlerinde Nef‘î, Nâbî ve Nedîm’in etkileri görülürken, kasidelerinde önemli olayları anlatırken zaman zaman aşırı şiirsel abartılara düşmüştür. Divanı, çeşitli nüshalar halinde bulunmakla birlikte bazı önemli eserleri şunlardır: Hacı Abdullah Paşa’nın Azerbaycan savaşlarını ve Tebriz’in fethini anlatan kasidesi, Giritli Tayyibî Efendi’ye hitaben kaleme aldığı mektup, on beş kaside, altmış iki gazel, on altı tarih manzumesi, iki murabba, bir lugaz ve bir müfredin.
Özellikle “üzre” redifli kasidesi ve 1743’te Erzurum’dan Diyarbakır’a dönerken eşkıya tarafından soyulma olayını anlattığı “lâmiyye”siyle ünlü olan HÂMÎ-i ÂMİDÎ, Divan edebiyatının önemli isimleri arasında yer almaktadır. Hayatının sonlarına doğru Diyarbakır’da vefat etmiştir.
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025