Diyarbakır’ın Bismil ilçesi Üçtepe Höyük’te yapılan kazı çalışmaları, tarihin derinliklerinden günümüze ulaşan birçok önemli kalıntıyı gün yüzüne çıkardı. Bu çalışmaların sonuçlarına göre, bölge Milattan önce 2000’li yıllarda, yani yaklaşık 4000 yıl önce, bir merkez konumundaydı.
Bundan 4.000 yıl önce(M.Ö.2000)Asurlular ile Huriler arasında Dicle ovasının paylaşımı ve Mezopotamya üzerinde egemenlik kurma nedeniyle sürekli savaşlar meydana gelmiştir. Asurlular şimdiki üçtepe köyünde bulunan ve halen çok büyük bir kısmı tepe altında bulunan büyük bir saray yaparak burayı Hurilere saldırıda ileri üs karakolu olarak kullanmışlardır. Bu sarayın adı tuşpa olup Asur kralı Banibal tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu Sarayın bulunması 1865 yılında ünlü İngiliz Seyyahı TAYLOR’un Bismil’e gelerek üçtepe höyüğü üzerinde yapmış olduğu kazıda Asurca yazılı iki dikilitaş’ı bulması ile başlamıştır.İngiliz Seyyah TAYLOR, bulduğu bu dikilitaş’ları alarak Dünyaca ünlü en büyük müze olan BİRİTİSH Müzesine götürmüş ve halen bu kitabeler orada sergilenmektedir. İşte bu dikilitaş’ın müzede sergilenmesi ile dünyanın gözü Bismil ilçesine çevrilmiştir. Bunun üzerine İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Ana Bilim Dalı Profesörlerinden Veli SEVİN’in başkanlık ettiği 12 kişilik bir kazı heyeti İlçeye gelerek bu Höyük üzerinde kazı ve incelemelere başladı. Yapılan 4 kazı sonucunda 1989 yılında dünyanın harikalarından sayılan ve 6 metre kalınlığında ve adı tarihte TUŞPA olarak geçen büyük bir Asur Sarayının kalıntıları bulundu. Yine bu kazılarda Huriler,Asurlular,Romalılar ve Helenistik çağa ait birçok altın, bronz heykeller,çeşitli paralar,cam eşyalar ve çok sayıda tarihi eserler bulunmuştur. Bulunan bu eserler halen Diyarbakır Müzesinde sergilenmektedir.
Ancak daha önce bulunan Dikilitaşlar(Kitabeler) ne yazık ki ülkemize getirtilememiştir.
Diyarbakır’daki Asur dönemi mimarisi hakkındaki bilgilere, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük höyüklerinden birisi olan Üçtepe höyüğündeki buluntular sayesinde ulaşılmaktadır. Asur ülkesinin kuzey sınırında yeralan Üçtepe bölgesi, Asurlar’ın gözünde büyük öneme sahiptir. Üçtepe’deki stellerin üzerindeki yazıtlardan edinilen bilgilere göre II. Asurbanipal, burada Urartular’a komşu bir sınır eyaleti kurmuş ve saray yaptırmıştır Üçtepe’de yapılan kazılarda, saray olabileceği düşünülen yapı kalıntıları ile sur duvarı kalıntılarına ulaşılmıştır. YeniAsur dönemineait olduğu düşünülen eyalet sarayının bir duvarının kalınlığı 5, 5 metredir. Bu eyalet sarayının M.Ö. IX. Yüzyılın ilk çeyreğinde kurulmuş olduğu bilinmektedir.
Asur yapı katlarında, taş temelsiz kerpiç bir mimari geleneği hakimdir. Bu yapı katları, II. bin yılının ikinci yarısına ait dere taslarından oluşturulmuş, zayıf yapılı mimari üzerinde yer almıştır. Yeni Asur ve Erken Yeni Asur dönemleri mimarisinde, tas temelsiz kerpiç duvarlar, doğrudan toprağın üzerine yerleştirilirken, Geç Yeni Asur döneminde de direkt toprak üzerine, taş temelsiz olarak oluşturulan kerpiç duvarlı yapılar devam etmiştir. Geç Yeni Asur mimarisinde büyük boyutlu anıtsal yapılar da vardır. Bunların tabanlarına, pişmiş tuğla ve çakıl taşları döşenmiştir. Bazı mekanları ise duvar resimleri ile süslenmiştir. Bu resimlerin varlığı, toprak sıva parçaları üzerinde siyah beyaz renkte boyanmış üçgen ve damla motiflerden oluşmuş parçalardan anlaşılmıştır. Bu dönemde yaşayan insanların, çakıl taşları ile döşeli avluları da vardı
Üçtepedeki saray genel anlamda askeri saraydır
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025