0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 806. hafta eyleminde bir kez daha “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle toplandı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen eyleme, kayıp yakınları, Ergani Belediyesi Eş Başkanı Şiyar Güldiken, Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Üyeleri, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırılar sonucu hayatını kaybedenlerin fotoğrafları taşındı.
“Yıllardır bu meydanda kayıplarımızı arıyoruz”
Bu haftaki eylemde, İstanbul’da 20 Temmuz 1992 tarihinde gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın akıbeti soruldu. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Ömer Saman, konuşmasında Suruç Katliamında yaşamını yitirenleri andı ve “Suruç, Ankara Gar ve Diyarbakır 5 Haziran Katliamları insanlığa karşı işlenmiş suçlardır” dedi. Saman, Kürt meselesinde yaşanan olayların cezasızlık politikasıyla sonuçlandığını belirterek, “Yıllardır bu meydanda kayıplarımızı arıyor, faillerin yargılanmasını talep ediyoruz. Aynı zamanda Kürt meselesinde çözümsüzlüğün yarattığı her türlü saldırının aydınlatılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Hasan Gülünay’ın akıbeti soruldu
Ardından, İHD Diyarbakır Şubesi üyesi Fırat Akdeniz, gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın hikayesini okudu. Akdeniz’in anlattığına göre, Hasan Gülünay, evli ve dört çocuk babasıydı. Eşi Birsen Gülünay, Hasan’ın polis tarafından takip edildiğini belirttiğini söyledi. 20 Temmuz 1992’de İstanbul Tarabya’daki evinden işe gitmek üzere çıkan Hasan Gülünay, bir daha geri dönmedi.
Somut bir sonuç elde edilmedi
Birsen Gülünay, eşinin eve gelmemesi üzerine ailesine ve ardından Sultanahmet Başsavcılığına başvurdu. Gayrettepe Emniyet Şubesi’ne başvurduğunda ise Hasan’ın gözaltında olmadığı bilgisi verildi. Aile, Hasan’ın bulunması için İHD İstanbul Şubesinde açlık grevine başladı. Açlık grevi sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e dilekçe ile başvuruda bulunarak olayı duyurdu. Ankara’ya giderek TBMM’ye taşıyan aile, dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ile görüştü ancak somut bir sonuç elde edemedi.
Hasan Gülünay’ın bir arkadaşı, gözaltındayken Gayrettepe Asayiş Şube’de bir kişinin “Ben Hasan Gülünay, beni kaybedecekler” diye bağırdığını anlattı. Aile, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu. Savcılık, 31 Ekim 2012’de 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dosyada takipsizlik kararı verdi. Ailenin itirazları sonuç vermeyince, 2013’te Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, 21 Nisan 2016’da etkili bir soruşturma yürütülmediğine karar verdi ancak zaman aşımı nedeniyle dosyada yeniden soruşturma yapılmasına gerek olmadığına hükmetti.
Eylemin sonunda, gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemi yapıldı.