DOLAR 41,1090 0,52%
EURO 47,8571 0,57%
ALTIN 4.481,07-0,02
BITCOIN 45722870,02%
Diyarbakır
37°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Diyarbakır’da Çiftçiler Kuraklık Tehlikesiyle Karşı Karşıya: Derin Endişe ve Kaygı İçindeyiz

Diyarbakır’da Çiftçiler Kuraklık Tehlikesiyle Karşı Karşıya: Derin Endişe ve Kaygı İçindeyiz

Diyarbakır’da aylardır beklenen yağışların gerçekleşmemesi, özellikle hububat ekimi yapan çiftçileri derin bir endişeye sürükledi. Tarım sezonunun en kritik aylarında yaşanan bu kuraklık, çiftçilerin hem üretim hem de ekonomik açıdan ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Biçerdöverlerin bile tarlalara giremeyeceği kadar kötü bir senaryonun kapıda olduğunu düşünen çiftçiler, geleceğe dair büyük bir belirsizlik yaşıyor.

ABONE OL
29 Ocak 2025 11:10
Diyarbakır’da Çiftçiler Kuraklık Tehlikesiyle Karşı Karşıya: Derin Endişe ve Kaygı İçindeyiz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

29 Ocak 2025 11:10


Kaynak: RAMAZAN SEYKAN

Kuraklık Çiftçileri Zorluyor: “Hasat Yapamayacağız”

Uzun süredir yağmur yağmayan Diyarbakır’da, tarlalarına hububat eken çiftçiler mahsullerinin zarar görmesinden ve hasat yapamamaktan endişeli. Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, bölgedeki durumu özetleyerek çiftçilerin içinde bulunduğu çıkmazı şu sözlerle dile getirdi:

“Ülkemizde ve bölgemizde yaklaşık dört aydır ciddi bir kuraklık yaşanıyor. Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak ayları boyunca yeterli yağış alamadık. Şu anda bitkiler uyku halinde. Eğer 25 Şubat’tan sonra beklenen yağışlar gelmezse, tarımsal üretimde büyük bir felaket yaşanabilir. Çiftçi şu anda diken üstünde. Herkes derin bir endişe ve kaygı içinde.”

800 Milyar TL Borç Yükü Çiftçiyi Köşeye Sıkıştırdı

Türkiye genelinde çiftçilerin borç yükü artarken, Diyarbakır’daki durum daha da kritik bir hale gelmiş durumda. Bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan yaklaşık 800 milyar TL’lik borç, kuraklıkla birlikte çiftçilerin ödeme yapma ihtimalini ortadan kaldırıyor. Süleyman İskenderoğlu, çiftçilerin bu borcu ödemesinin neredeyse imkânsız hale geldiğini şu şekilde ifade etti:

“Çiftçi üründen elde ettiği gelirle borcunu ödüyor. Ancak kuraklık devam ederse ürün olmayacak. Dolayısıyla çiftçi bu borçları nasıl ödeyebilir? Bu, çok büyük bir çıkmaz. Çiftçilerimizin evleri, tarlaları, traktörleri ipotek altında ama bunların hiçbirinin satışı borçları karşılamaz. Bu borç yükü çiftçiyi tamamen çaresiz bırakıyor.”

Sulama Projeleri Yıllardır Tamamlanmıyor

Diyarbakır’da tarımsal üretimin büyük bir kısmı kuru tarım alanlarında gerçekleşiyor. Yüzölçümü yaklaşık 6,4 milyon dönüm olan Diyarbakır’ın 5,5 milyon dönümünde tarımsal faaliyet yürütülüyor ve bunun yalnızca %21’i sulanabiliyor. Geriye kalan %79’luk alan ise tamamen yağışlara bağımlı. İskenderoğlu, sulama projelerinin tamamlanmamasının bölgeyi kuraklık karşısında daha savunmasız hale getirdiğini belirtti:

“Eğer Silvan, Dicle, Kralkızı ve Deve Geçidi barajlarının inşaatları ve sulama kanalları zamanında bitmiş olsaydı, bugün kuraklığı bu kadar derin bir şekilde konuşmazdık. Bu barajlar faaliyete geçseydi, Diyarbakır’da 4,5 milyon dönüm tarım arazisi suya kavuşacaktı. Suya ihtiyaç duyduğumuzda sadece vana açar, sulama yapardık. Ancak yıllardır bu projeler tamamlanmıyor, sürekli erteleniyor. Özellikle Silvan Projesi tam anlamıyla bir yılan hikâyesine döndü. 2025 yılına geldik ama hâlâ somut bir ilerleme yok.”

Stratejik Planlama Eksikliği Tarımı Zorluyor

Diyarbakır’daki çiftçilerin sorunlarının temelinde yalnızca kuraklık değil, aynı zamanda tarım sektöründe uzun vadeli planlamanın eksikliği de yer alıyor. Süleyman İskenderoğlu, Türkiye’de tarım politikalarının tutarsız olduğunu ve her yeni bakanın önceki projeleri rafa kaldırdığını belirtti:

“Dünyanın gelişmiş ülkelerinde tarım politikaları en az 50 yıllık planlarla yönetilir. Ancak bizde her gelen bakan, önceki bakanın projelerini çöpe atıyor. Örneğin, elektrikli traktör projesi büyük umutlarla duyuruldu ama üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen hiçbir sonuç alınmadı. Bu, tarım sektöründeki stratejik planlama eksikliğinin bir göstergesidir. Kuraklık gibi ciddi bir sorunla başa çıkabilmek için kalıcı ve sürdürülebilir stratejilere ihtiyacımız var.”

Kuraklık Tarımı ve Ekonomiyi Tehdit Ediyor

Kuraklık yalnızca çiftçilerin üretim yapmasını engellemekle kalmıyor, aynı zamanda ülke genelinde tarımsal ürün arzını ve fiyatları da etkiliyor. Diyarbakır’da yaşanan su sıkıntısının çözülmemesi durumunda, gıda fiyatlarının artması ve halkın yaşam maliyetinin yükselmesi kaçınılmaz görünüyor. İskenderoğlu, bu durumun tarımsal ekonomiye etkilerini şu sözlerle değerlendirdi:

“Kuraklık olduğu zaman, yalnızca verim kaybı yaşanmaz; kök gider, üretimin tamamı zarar görür. Pamuk ya da buğday fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi düşünemezsiniz çünkü kuraklık olduğunda üretim tamamen yok olur. Çiftçi bu yıl mahsul alamazsa, borcunu ödeyemez ve tarımsal faaliyetleri sürdüremez.”

Devletin Adım Atması Şart

Diyarbakırlı çiftçiler, tarımsal üretimin devam edebilmesi ve borçlarının hafifletilmesi için hükümetten acil destek bekliyor. Sulama projelerinin hızla tamamlanması, kuraklık sigortası gibi önlemlerin alınması ve çiftçilerin borçlarının yeniden yapılandırılması, çiftçilerin beklentileri arasında.

“Yağmurun Umuduyla Yaşıyoruz”

Yağmurların yağmaması durumunda karşılaşacakları felaketin farkında olan çiftçiler, çaresiz bir şekilde gökyüzüne bakarak yağmurun yağmasını bekliyor. Kuraklık, sadece çiftçileri değil, tüm ülke ekonomisini tehdit eden büyük bir sorun olarak her geçen gün büyüyor.

Çiftçiler ise devletin bir an önce harekete geçerek tarımsal kalkınma için somut adımlar atmasını bekliyor. Aksi takdirde, Diyarbakır gibi Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinde üretim tamamen durma noktasına gelebilir. Bu da yalnızca çiftçilerin değil, tüm halkın yaşamını etkileyebilir.

gazetedetay

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP