Kadirli ilçesine bağlı Azaplı köyünde dünyaya gelen Taşkaya, ilkokul yıllarında şiirler yazmaya başladı.
Taşkaya, 12 yaşında aldığı sazla müzikle tanıştı ve hayatı değişti.
Hemen her gün kendi başına çalışarak saz çalmayı öğrenen Taşkaya, bir taraftan ve şiir yazmaya devam etti.
Katıldığı yarışmalardan dereceler alan Taşkaya, bir taraftan da güfte yaptı.
Bugüne kadar biri hikaye olmak üzere 6 kitap çıkaran ve çok sayıda türkü ve şarkının güftesini yapan Taşkaya, ilerlemiş yaşına rağmen mızrabını sazının tellerine ilk günlü aşkla vurmaya devam ediyor.
“Aşıklık geleneğini çok sevdim, çok da çilesini çektim”
Osman Taşkaya, aşıklık geleneğine çocuk yaşlarda başladığını söyledi.
İlkokuldayken komşusunun kızına aşık olduğunu ve ona olan aşkı nedeniyle türküler söylemeye ve şiirler yazmaya başladığını anlatan Taşkaya, “Karacaoğlan geleneği bizde yaygın olduğu için ben de türkü söylerdim. Hatta yazılmamış 50 kadar şiirim vardı. Aşk şiirleri yazmışım. 2’nci sınıfta onları deftere geçirmişim. Ondan sonra yazmaya devam ettim.” dedi.
Taşkaya, babasının bahçede bulunan dut ağacını keserek köyde bir ustaya saz yapması için verdiğini belirtti.
Sazı yapan ustanın durumunun kötü olması nedeniyle biraz para ve tavuk vererek ilk enstrümanını 12 yaşında eline aldığını anlatan Taşkaya, bu sazı 18 yaşına kadar çaldığını dile getirdi.
Taşkaya, 25 yaşında İstanbul’a gittiğini ve bir süre orada kalarak saz çalmayı ilerlettiğini belirterek, yarışmalara ve festivallere de katıldığını ifade etti.
Çukurova’da aşıklık geleneğinin önemli temsilcilerinden olduğunu ve adına şenlikler düzenlendiğini anlatan Taşkaya, bugüne kadar çok sayıda kişinin yetişmesine de katkı sağladığını dile getirdi.
Taşkaya, aşıklık geleneğini ölene kadar sürdüreceğini belirterek, şöyle konuştu:
“Çukurova’da hangi aşığa sorarsanız sorun, ilk saz çalarak aşıklık geleneğine öncülük edenin benim olduğunu söylerler. Bugüne kadar yüzlerce bestem oldu. Ben birine aşıktım ama aşıklığa aşığım asıl. Ruhum, yaradılışım böyleydi, aşıklığa aşıktım. Aşıklık geleneğini çok sevdim, çok da çilesini çektim ama olsun. Mesela Kerem sevdiği için yanmıştır. Ben de aşıklık geleneğini sevdiğim için o çileleri, sıkıntıları seve seve çektim. Benim ustam vardı, Buruklu Kul Mustafa derlerdi. O, ‘Yarabbi, benim sesimi aldığın gün canımı al’ derdi. Rabbim ölünceye kadar aşıklığı benden almasın istiyorum. Bu geleneğe ölünceye kadar faydam dokunsun istiyorum.”
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025