Diyarbakır Haberleri

Çevreciler Sarım Çayı’nda Buluştu

Diyarbakır, Bingöl ve Muş’tan çevre örgütleri, maden ocaklarına karşı Sarım Havzası’nda bir araya geldi.

Diyarbakır, Bingöl ve Muş illerindeki çevre örgütleri, Sarım Havzası’nda kurulması planlanan maden ocaklarına karşı yürütülen mücadeleye dikkat çekmek amacıyla Sarım Çayı’nda buluştu Uzun süredir Lice ve Kulp ilçelerinde planlanan projelere karşı eylemler düzenlenirken, bu kez çevreciler bölgenin doğal güzelliklerini gözler önüne sermeyi hedefliyor.

Çevreci Emin Turhanlı, Sarım Havzası’ndaki direnişin yalnızca bir çevre etkinliği olmadığını belirterek''Burada sadece insanların değil, Sarım havzasında yaşayan böceklerin, arının, kertenkelenin, balıkların, çiçeğin, yeşil bir dalın yaşam hakkını savunmak için toplandık.
Sarım Çayı üzerinde 3 bent,5 adet C bir tipi boru kırma-eleme tesisi, bir yükleme havuzu ve bir elektrik santrali yapılması projelendirilmiştir. Sarım havzasında canlı yaşamını sonlandıracak, eko-sistem düzenini bozacak olan bu projeye karşı sesimizi yükseltmek ve duyurmak için bir araya geldik''



Havzayı kurutarak canlı yaşamı bitirecek, eko-sistemi yıkacak olan bu tehditleri kısaca sıralamak istiyorum.
ı-Sarım Çayı, beş ana vadiden oluşan bir ekosistem bütünüdür. Bu vadilerden biri Hem Vadisi ve çayıdır. İki yıldan bu yana 724 hektarlık alanda bakır madeni çalışmaları yapılmaktadır. Yapılan sondajlar sonucu köylülerin içme, bağ ve bahçeleri için kullandıkları kaynak suları kurumuş, kurumamış olan kaynaklardan da kirli sular akmaya başlamıştır. Diğer dört vadi de aynı tehdit altındadır.
ıı-Sondaj faaliyetlerinin, yeni HES projelerinin devreye girmesi, Sarım Çayı’nı tamamen kurutacaktır. Fotoğraflarla belgelediğimiz Kulp çayındaki felakete herkes tanık oldu. Yapılan HES’lerle suyu kesilen kulp çayındaki tüm balıklar öldü, sucul eko-sistem tümden yok oldu. Eko sistemin bozulmasılya hava akımı, yağmur döngüsü, iklim dengesi de bozuldu. HES'lerin yapılmasıyla birlikte bölge sel ve fırtınalara maruz kalmaktadır.
ııı- Sarım Havzasında yapılması düşünülen baraj ve HES'lerin yapılması durumunda hava akımı ve su döngüsü değişecek, kar yağışları sıfırlanacak, dağların albedosu düşecek, güneş ışınları daha fazla toprağa nüfuz edecektir. Bunun sonucu kuraklık, kavurucu sıcaklar ve sel felaketi kaçınılmaz bir hal alacaktır. Bu iklim değişimi sadece sarım havzasını değil, Diyarbakır-Batman ve hatta Mardin illerini kapsayan coğrafyanın da iklimini, eko-sistemini bozacaktır.
ıv-Sarım Çayı yalnızca bir su kaynağı değil, aynı zamanda bölgemizin yaşamın merkezidir. Fotoğraf ve su analizleriyle belgeleyip Birleşmiş Milletler Su Konferansına gönderdiğimiz videolu mesaj 196 ülke, Sarım Çayı’nın temiz suyunu ayakta alkışlamıştır.
Dünyada nesli tükenmekte olan Batman bantlı çöpçü balığı, Malabadi Barajı sonrası yalnızca Sarım Çayı’nda varlığını sürdürebilmektedir. Yapılacak yeni bentler bu türün sonunu getirecektir.
Bölgedeki dağ keçisi, boz ayı, su samuru, sürüngenler suya ulaşamayacak, yaşam alanları tel örgülerle kesilecektir.
Vadilerdeki doğal su döngüsünün kesilmesi, kaynakları -akiferleri kurutacak, toprak nemini bitirecek, ormanları geri dönülmez şekilde tahrip edecektir.
v- Sarım Havzası yalnızca doğasıyla değil, tarımsal ürünleriyle de bölge halkının geçim ve yaşam kaynağıdır.

Bu yıl kiraz tanesi 15 TL’den satılırken, Sarım Havzası çevre illerin meyve ihtiyacını karşılamıştır. Yeşil fasulye, domates, bal, tereyağı velhasıl başta Diyarbakır olmak üzere çevre illerin sebze ve meyve ihtiyacı bu vadiden akan suyla yetişmektedir.
Yabani meyve olarak mazı, palamut , alıç, kenger, kekik, ışkın gibi meyve ve ürünler burada yabani hayata insanlarımıza ekonomik bir yaşam kaynağı sağlarken çevreye de umut kaynağı durumunda dır.
vı- Toplumsal bir varlık olan insan için en önemli değer ahlak ve hukuk olmalıdır. İnsan doğanın efendisi değil, onun bir parçasıdır. Ahlak yerini ve edebini bilmektir. Canlıların yaşamını tehdit etmek, onlara yaşam hakkı tanımamak etik açıdan ayıp, hukuki bir durum olarak gayrı meşru bir tutumdur.
Dünyanın gelişmiş ülkelir HES ve barajları yıkarken ülkemizde hala "kamu yararı" adı altında HES ve barajların inşa edilmesi gerici ve ilkel bir ekonomik siyasettir. "Sular boşa akıyor" sözü koca bir yalandır. Tek bir damla su boşuna akmıyor. Bu havzada her bir damla su bir yaşamdır. İşte bunun için "Kamu yararı" köylünün toprağını ekip biçmesi, çiçeğin, arının, ormanın, balığın, kısacası doğal yaşamın korunmasıdır, diyoruz.
Bu doğal dengeyi kuran Rabbimiz Kuranı Kerimde “Doğanın dengesini bozmayın” diye buyuruyor. (Rahman suresi 8. ayet). Doğal dengeyi bozmak, Rabbe karşı şirk koşmak, bir küfür durumudur.
Bütün bu nedenlerle Sarım Havzası halkı, çevre örgütleri ve yaşam savunucuları olarak avazımız çıktığı kadar feryat ediyor, haykırıyoruz,
Kaynaklarımızı kurutmayın, suyumuzu bulandırmayın, bırakın derelerimiz özgürce aksın, bu yamaçlarda kınalı keklik ötsün, ceylanlar koştursun, kertenkele güneşe durup dua etsin. Rüzgar bentlere değil, yüzümüze essin, yaylalarımızda -yabani tayların yelesini okşasın. Bulutları tutmayın, rüzgarı esir etmeyin.
Sesimize kulaklarınızı tıkarsanız başımıza büyük felaketler gelecektir.
Börtü böceğin feryadını duyun, toprağı eşeleyerek kendisine ve kocaman bir şehre hayat veren köylünün cefasını görün, çevre gönüllülerinin ve emekçilerinin sözleri kıymetlidir, dinleyin.
Bu dünya hepimizin. Ölmek-öldürmek için değil, yaşamak-yaşatmanın çabası içinde olalım.
Sesimizi duyan, duymayan herkese saygı ve sevgilerimizi iletiyoruz.