Öyküsüne Diyarbakır’da başlayan Cahit Sıtkı Tarancı’nın hayatı, Ulu Cami’nin gölgesinden geçen bir hikayeden ibaret değil. 1910 yılında Suriçi Cami-i Kebir Mahallesi’nde doğan şair, bu tarihi sokaklarda çocukluk anıları biriktirirken, aynı zamanda ailesinin beklentileri ve özlemleriyle yoğruldu.
Babası Bekir Sıtkı Bey’in umuduyla dünyaya gelen Cahit Sıtkı Tarancı, adeta kaderini Diyarbakır’ın taş sokakları arasında bulmuştur. O dönemin ekim ayının serin rüzgarları altında doğan şair, ailesinin varlık ve itibarını sürdürme amacı taşıyan bir baba figürüyle büyümüştür.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi, şairin doğduğu evin hemen yanında yer alır. Ziyaretçiler, şairin gençlik yıllarına ışık tutan eşyalar, fotoğraflar ve anılarla dolu bu müzede, onun Diyarbakır’da geçirdiği günleri daha yakından keşfeder.
Şiirin büyülü dünyasına adım atan Tarancı, Diyarbakır’ın sokaklarından çıkıp İstanbul’a eğitim için gider. Saint Joseph Lisesi ve Galatasaray Lisesi’nde aldığı eğitimle, edebi yetenekleri ortaya çıkar ve Fransızca çevirmenlik mesleğine yön verir.
Şair, yaşamının bir dönemini Paris’te geçirir ve Türkiye’ye döndüğünde, edebiyat dünyasına büyük bir etki bırakan eserlere imza atar. Ancak, her başarı kadar zorluklarla dolu olan hayatının, zamanla nasıl şiir dolu bir hikayeye dönüştüğüne tanıklık ederiz.
Cahit Sıtkı Tarancı, güçlü bir sanat anlayışıyla, yaşamına dokunan duyguları şiirle buluşturmuş ve Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur. Diyarbakır’dan İstanbul’a uzanan bu öykü, şairin kendine has tarzıyla şekillenmiş ve edebiyatseverlere unutulmaz eserler armağan etmiştir.
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025