Prof.Dr.Halil Özşavlı sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak ”Viranşehir ilçemiz 1908 yılına kadar Siverek kazasına bağlı bir nahiye idi. Siverek ise Diyarbakır vilayetine bağlı bir kaza idi. Yani hem Siverek hem Viranşehir Diyarbakır’a bağlı idi.
(O sıralar Ceylanpınar Koçhisar’a yani Kızıltepe’ye bağlı bir nahiyedir ve 1930 yılına kadar öyle kalacaktır)
3 Mart 1908 tarihinde Sultan II. Abdülhamid’in oluru ve ve Meclis-i vükela’dan çıkan karar ile Siverek kazası liva’ya (il ile ilçe arasında bir idari birim), Viranşehir nahiyesi ise kazaya yani ilçeye dönüştürüldü. Aynı kararda Çermik kazası da Siverek’e bağlandı. Bu durum 1925 yılına kadar böyle devam etti”dedi
Siverek Hakkında
Siverek, sönmüş bir yanardağ olan Karacadağ’ın batısında, Fırat’a doğru uzanan bölgede, Diyarbakır-Şanlıurfa-Adıyaman arasındaki üçgende kurulmuş bir şehirdir. Toplam yüzölçümü 4314 kilometredir, Karacadağ’ın eteklerinde kurulan Siverek’te, Akdeniz, çöl ve karasal iklimin etkileri görülmektedir. Karasal ve çöl ikliminin etkisiyle yazları oldukça sıcak geçen Siverek’te nem oranının yüksek olmaması nedeniyle, bu sıcaklar boğucu ve rahatsızlık verici derecelere ulaşmamaktadır. Bu yönüyle Akdeniz ikliminden ayrılır. Kışlar soğuk ve yağışlıdır. Şanlıurfa’nın diğer ilçelerine göre Siverek’te yağış oranı daha yüksektir. İlçe nüfusunun çoğunluğu Zazalar ve Kürtler meydana getirir. Karacadağ ile Karakeçi yörelerinde Türkmenler, ilçede ise çok az da olsa Arap ve Süryaniler vardır. SİVEREK TARİHÇESİ
Tarihi, Sümer ve Asurlulara kadar uzanan Siverek, Asurlular döneminde yığma bir tepe üzerine inşa edilen kale etrafında kurulmuştur. Sırasıyla Sümerler, Akadlar, Babiller ve Hititler Siverek civarında egemenlik kurmuşlardır. Siverek’e bağlı Taşlı köyünde 1939 yılında Hititlere ait bir heykel bulunmuştur. Tarihte pek çok medeniyetlere beşiklik eden ve değişik milletlerin hâkimiyetine giren Siverek, milattan sonra Araplar, İranlılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlı İdarelerinde çok mamur günler geçirdiği gibi, çeşitli savaşlarda tahrip edilip yıkık bir köy halini aldığı zamanlar da olmuştur. 1893 Osmanlı nüfus sayımlarında Siverek’in merkez nüfusu 30 bin 713’tür. 1905 Diyarbakır vilayet salnamesinde ise nüfusu 35 bin olarak kayıt edilmiştir. Aynı salnamede bir hükümet konağı, iki cami, üç mescit, bir kilise, iki medrese (Lise sonrası okul) bir İdadiye (Lise), bir Rüştiye (Orta okul), üç iptidaiye (İlk okul), altı sübyan mektebi (ana okulu), dört azınlık okulu (Gayrı Müslim okulları), dört han, iki hamam, bir çarşı ve beş çeşme olduğu yazılmaktadır.
SİVEREK VE DİYARBAKIR’IN İLK FETHİ
Müslümanların bölgeye girişleri ilk defa Hz. Ömer’in Hilafeti döneminde olmuştur. Ebu Ubeyd Bin Ğanem Komutanlığındaki İslam ordusu, 637-639 yılları arasında Diyarbekir ve Siverek’i almışlardır. Başka bir Rivayette de Diyarbakır’ın fethi sırasında Halid b. Velid’in bölgeye geldiği, Diyarbakır ve Siverek’in onun tarafından alındığı bildirilmektedir.
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025