DOLAR 41,0981 0,51%
EURO 47,7047 0,56%
ALTIN 4.469,96-0,18
BITCOIN 45926692,08%
Diyarbakır
36°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

“Barışa Giden Yol: Hafıza ve Adalet” Konferansı’nın Sonuç Bildirgesi Açıklandı

“Barışa Giden Yol: Hafıza ve Adalet” Konferansı’nın Sonuç Bildirgesi Açıklandı

DİYARBAKIR – İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi tarafından düzenlenen ve 21–22 Haziran 2025 tarihlerinde Diyarbakır Şubesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen “Barışa Giden Yol: Hafıza ve Adalet” başlıklı konferansın sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı. İki gün süren konferans boyunca Türkiye’nin en yakıcı sorunlarından biri olan Kürt meselesi, hak ihlalleri ve toplumsal adalet arayışı çok yönlü biçimde ele alındı.

ABONE OL
23 Haziran 2025 11:38
“Barışa Giden Yol: Hafıza ve Adalet” Konferansı’nın Sonuç Bildirgesi Açıklandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

23 Haziran 2025 11:38


Kaynak: ALİ VURANEL

Konferansın açılışı ve amacı

Konferansın açılış konuşmaları, İHD Eş Genel Başkanları Eren Keskin ve Hüseyin Küçükbalaban tarafından yapıldı. Konuşmalarda İHD’nin toplumsal barış ve hak temelli mücadelesi özetlenirken, konferansın temel amacının çatışmalı sürecin yarattığı ağır insan hakları ihlallerini, toplumsal tahribatı ve barışa giden yolda adalet ihtiyacını tartışmaya açmak olduğu vurgulandı. Ayrıca Şiddetsiz İletişim gönüllüsü Vivet Alevi’nin yaptığı sunumda, çatışma sonrası toplumlarda diyalog ve dinleme temelli yaklaşımların barış inşasındaki önemi anlatıldı.

Tanıklıklar barış ihtiyacını gözler önüne serdi

Konferansın ilk günü “Tanıklıklar ve Hafıza” başlığı altında düzenlendi. Faili meçhul cinayetler, zorla kaybetmeler, köy boşaltmaları, askeri operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları gibi ağır hak ihlalleri yaşayan bireylerin tanıklıkları paylaşıldı. Tanıklıklarda en çok dikkat çeken noktalar arasında cezasızlık politikası, devletin sorumluluk almaktan kaçınması ve geçmişle yüzleşilmemesi öne çıktı.

Konferansa, geçmişte çocukları çatışmalarda yaşamını yitiren Uğur Kaymaz ve Eren Bülbül’ün annelerinin gönderdiği mesajlar, farklı acılar arasında bağ kurma çabası açısından derin bir anlam taşıdı. Katılımcılar, geçmişin tanınmadığı ve telafi edilmediği bir ortamda barışın kalıcı olamayacağını dile getirirken, tüm zorluklara rağmen barışa olan inanç ve sorumluluk alma çağrısı dikkat çekti.

Sivil toplumun rolü masaya yatırıldı

İkinci gün, sivil toplum örgütlerinin çözüm önerileri ve deneyimlerine ayrıldı. Kadın örgütlerinden hukuk derneklerine, ekoloji hareketlerinden LGBTİ+ hak savunucularına kadar pek çok farklı yapı temsil edildi. Katılımcılar, geçmişteki barış süreci deneyimlerinin eksiklerine dikkat çekerken, sivil toplumun yeterince sürece dahil edilmemesini önemli bir sorun olarak dile getirdi.

Barışın sadece çatışmaların sona ermesiyle değil; adaletin tesisi, eşit yurttaşlık, kadınların ve farklı kimliklerin sürece katılımıyla mümkün olabileceği vurgulandı. Bu bağlamda sivil toplumun pasif bir izleyici değil, barışın bilgi ve deneyimiyle aktif bir öznesi olması gerektiği ifade edildi.

Tespit edilen sorunlar

Konferansta öne çıkan temel sorunlar şu başlıklar altında sıralandı:

  1. Geçmişle yüzleşme ve hakikatin ortaya konması konusunda ciddi eksiklikler.
  2. Hâlâ sürdürülen güvenlikçi politikaların toplumsal barışı zedelemesi.
  3. Sivil toplumun süreçten dışlanması.
  4. Müzakere süreçlerinde kadınlar ve farklı kimliklerin yeterince temsil edilmemesi.
  5. Toplumsal hafızanın belgelenmemesi ve tanıklıkların kayda alınmaması.
  6. Barış dili yerine çatışmacı ve ayrıştırıcı söylemlerin hâkim olması.

Barış için somut öneriler

Toplantıda dile getirilen çözüm önerileri arasında şu maddeler öne çıktı:

  • Toplumsal barış için farklı kesimlerin buluşacağı ortak platformlar oluşturulmalı.
  • Ceza hukuku sistemindeki eşitsizlikler giderilmeli, hasta ve politik mahpuslar serbest bırakılmalı.
  • Alıkonulan kamu görevlileri serbest bırakılarak güven ortamı sağlanmalı.
  • AİHM ve AYM kararları derhal uygulanmalı.
  • Sivil toplum örgütleri sürecin aktif parçası haline getirilmeli.
  • Hakikat komisyonları kurulmalı, mağdur tanıklıkları belgelenmeli.
  • KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri göreve iade edilmeli.
  • Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi bir hafıza müzesine dönüştürülerek kamuya açılmalı.
  • Anadilde eğitim ve kültürel haklar anayasal güvenceye alınmalı.
  • Kayyım atamaları iptal edilmeli, seçilmiş yerel yöneticiler görevlerine iade edilmeli.

Sonuç: Toplumsal barış ortak sorumlulukla mümkün

Konferans sonunda yayımlanan bildirgede, toplumsal barışın sadece siyasal aktörlerin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğuyla inşa edilebileceği vurgulandı. Çatışmalardan doğrudan etkilenen bireylerin tanıklıkları, hakikat ve adalet arayışının ne denli acil bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

İnsan Hakları Derneği, barış hakkını savunan bir sivil toplum örgütü olarak, geçmişten gelen tecrübesi ve arşiviyle bu sürece katkı sunmaya hazır olduğunu duyurdu. Tüm taraflara ve sivil toplum bileşenlerine, cesaretle ve kararlılıkla sürece dâhil olma çağrısı yapıldı.

gazetedetay

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP