TRT’nin sevilen dizilerinden “Gönül Dağı”nın altıncı sezonunun ilk bölümü yarın izleyiciyle buluşacak.
Dizinin yapımcılığının üstlenen Köprü Film’in sahibi Ferhat Eşsiz, yapımın yeni sezondaki serüvenini ve sektörle ilgili değerlendirmelerini anlattı.
Yapımcılığını üstlendiği çalışmaların ortak noktasının “samimiyetle samimiyeti işlemek” olduğunu ifade eden Eşsiz, “Yaptığım işlere samimiyetle yaklaşıyorum. Dolayısıyla ortaya koyduğumuz eserlerin izleyicilerimizde bıraktığı duygunun bendeki yegane karşılığı da yine samimiyet oluyor.” dedi.
Eşsiz, Gönül Dağı’nın anlattığı hikayenin yayınlanan dizilerle kıyaslandığında, “olması gereken tavrı” ortaya koyduğunu belirterek, “Gönül Dağı bize, olması gereken durumun koordinatlarını söylüyor. Günümüz teknolojisini, istifade etmemiz gerekenden daha fazla kullanmamamız gerektiğini hatırlatıyor. Bizler millet olarak, Anadolu irfanını bir miktar da olsa kendi içimizde barındırıyoruz. Bundan dolayı da anlattığımız hikayelerdeki günümüz kalabalığı içindeki insanımızın gönlüne dokunan o detaylar, insanlar tarafından bir şekilde fark ediliyor.” ifadelerini kullandı.
“Diziyi, her hafta yaşadığım büyük bir külliyat gibi hissediyorum”
Dizinin insanların hayatlarına temas eden bir karşılığı olduğunun altını çizen Eşsiz, şunları kaydetti:
“Gönül Dağı’ndan aldığımız karşılık, insanların yüreğine dokunduğumuzu bize anlatıyor. Biz belki de kalabalık ve karanlık bir tünelde ışık arıyoruz. Bu, günümüz televizyon ve hikaye kalabalıklığıdır. Ama öte yandan anlattığımız duygu da bize ait. Bir şekilde genlerimizde olan, atalarımızdan bize gelen hasletleri anlatıyoruz ve hikaye insanlarımızda da bu yüzden bir karşılık buluyor.”
Başarılı yapımcı, Türk sineması ve dizi sektörünün 1990’lı yıllardan itibaren önemli bir atılım içine girdiğini anlatarak, “Öteden beri dizi sektörünün sinemanın yanında bir kıyaslaması yapılırdı. Önceleri sinema temel olarak bir hikaye anlatım biçimiydi. Burada daha yoğun bir teknik teçhizat kullanılırdı ve örneğin 90 dakikalık bir film daha uzun süreler içinde üretirdi. Şu anda 120 dakikalık bir dizi 5 günde çekilmek durumunda. Ama artık dizilerin, kendi içerisindeki hikaye anlatım biçimlerinin ya da o hikaye anlatım biçimlerinde kullanılan teknik teçhizatın gelişmesi ve artmasıyla herhangi bir sinema projesinden aşağı kalır yanı yok. Dolayısıyla dizi izlenilirliği bir şekilde sinema seviyesine ulaşmış durumda.” değerlendirmesinde bulundu.
Gönül Dağı izleyicisinin özelliklerine de değinen Eşsiz, “Gönül Dağı aslında, bir çay içerken anlatılmak ya da konuşulmak istenen konuları anlatıyor. ‘Herkesle oturulup çay içilmez.’ denir. Çay içmek istediğin kişi de çay içmekten keyif almalıdır. Gönül Dağı’nı dünyada ve Türkiye’de izleyenlerinin, aynı muhabbeti seven, ‘biz’den insanlar olduğunu düşünüyorum. İzleyenlerle aramızda ciddi bir etkileşim olduğuna inanıyorum. Cumartesi akşamları yayınladığımız 120-130 dakikalık diziyi, her hafta yaşadığım büyük bir külliyat gibi hissediyorum.” şeklinde konuştu.
“Gönül çatlaklıklarını tamir edercesine inşa ettiğimiz bir iş”
Ferhat Eşsiz, dizinin temel amacının sadece bir hikaye anlatmak olmadığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burada önemli olan bir şeyleri tamir etmeye yönelik meseledir. Gönül Dağı, gönülleri tamir etmeye çalışıyor. Bir hız çağında yaşıyoruz ve bu hız içinde bir araçta giderken yol kenarındaki detayları ister istemez göremiyoruz. Zira o detaylar ancak daha dingin ve kontrollü bir şekilde gittiğimizde görülebilir. Gönül Dağı, bizim için, hayatın içerisinde fark etmeden oluşan o gönül çatlaklıklarını tamir edercesine inşa ettiğimiz bir iş.”
Diziyle ilgili akademik alanda çalışmalar yapıldığından bahseden Eşsiz, “Doğrusu yapılan tezler bana gurur veriyor. Bu benim için, ‘Rabb’iniz emeklerinizi zayi etmez.’ sözünün bir karşılığıdır. Hissettiğiniz bir duygunun ve yaptığınız işin akademi tarafından görülüp değerlendirilmesi çok önemli. Yapılan çalışmalar Çanakkale’den Tokat’a kadar farklı şehirlerden ve bu da bize büyük bir çeşitlilik olduğunu söylüyor. Bu, bizim anlatmak istediğimiz ‘Anadolu’daki Bozkır hikayemizin’ karşılığını bulduğunun bir göstergesi.” açıklamasını yaptı.
Eşsiz, dizinin yurt dışındaki serüvene ilişkin ise “Yurt dışında bizi temsil edecek dizilerin, bize ait hikayeleri anlatması ve bizim öz halimizin ticari bir karşılığının olması gerektiğine inanıyorum. Ülkemizde üretilen ve yurt dışı pazarına yönelik yapılan işler bir şekilde bizim memleketimizdeki izleyiciler tarafından da kısmen karşılık görüyor. Bunlar ise genellikle sadece yurt dışı pazar odaklı yapılan projeler.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bir arada olmak, krizleri aile içerisinde çözümlemek bizim için önemli”
Gönül Dağı’nın diğer dizilerden farklı bir niyetle hazırlandığına dikkati çeken Eşsiz, “Gönül Dağı, içimize dönük bir motivasyonla yaptığımız bir proje olduğu için öncelikli hedefimiz kendi gönlümüz. Bizim asıl pazarımız kendi gönlümüzdür. Biz bize şifa olmadıktan sonra kimse bize şifa olmaz. Kendimize şifa olacak hikayeleri anlattığımız vakit, o yapım yurt içine de yurt dışına da taşar. Bizim temel inancımız budur.” diye konuştu.
Dizinin yeni sezonunun yarın başlayacağını kaydeden Eşsiz, şu ifadeleri kullandı:
“Yeni sezonda da en önem verdiğimiz konu, ilk bölümden itibaren olduğu gibi, aile yapımız olacak. Aile, bir arada olmak, krizleri bile aile içerisinde çözümlemek bizim için önemli. Aile, sadece aynı soya ait olan kişileri anlatmaz. Bir kasabadaki birliktelik de kocaman bir aile olmayı size gösterir. Dolayısıyla dizi bu sezon da birlik ve beraberliği, aile bütünlüğünü, iyiliği, güzelliği tekrardan ön plana çıkartacak. Ama öte yandan tabii ki buna karşı bazı engeller olacak. Kısacası, o engellerin de bu hasletlerle birlikte üstesinden gelindiğinin anlatıldığı kıymetli bir sezon bizleri bekliyor.”
Usta yapımcı, dizinin 5 sezonu geride bıraktığını anımsatarak, “Dolu dolu 5 yıl oldu. Bu vakitler içerisinde bazı oyuncu arkadaşlarımız dinlenmek istiyor. Dinlenen tekrar ekibimize dahil oluyor. Malumunuz 5. sezonun son 10 bölümünde Erdal Özyağcılar ustamız da projemize dahil oldu ve dizimize büyük bir değer kattı. Biz de Erdal Özyağcılar’ın oynadığı ‘Süleyman’ karakterini biraz daha derinleştirerek, daha evvelden görmediğimiz çocuklarının hikayelerini 6. sezonda Gönül Dağı’nda işlemeye karar verdik. Süleyman’ın üç oğlu var. Büyük oğlu Taylan’ı Bülent Şakrak, ortanca oğlu Çetin’i Sercan Batur, kızını ise Gökçe Akyıldız oynuyor. Bunların yanında, dizideki ‘amcaoğullarımıza’ bir de ‘teyze oğlu’ getirdik. O teyze oğlumuzu da Emrah Kaman canlandıracak.” dedi.
Eşsiz, dizideki karakterlerin tamamının kendisi için önemli bir yeri olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Görmekten ziyade duymaktan, kendilerini dinlemekten hoşlandığım karakterler ‘Ciritçi’ ve ‘Divane’. Bu kulak onlardan güzel şeyleri, hakikati duyuyor. Hakikati duymak hepimizi iyi eder, kötülükten korur ve nerede durduğumuzu belirler. Dolayısıyla Ciritçi ve Divane’nin sohbetleriyle varlığı hepimize ve bana da lazım. Onların söylediklerinin, kulaktan girip kalbi hoş eden bir anlam ve gücü var.”
DİYARBAKIR HABERLERİ
05 Eylül 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
05 Eylül 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
05 Eylül 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
05 Eylül 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
05 Eylül 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
05 Eylül 2025EKONOMİ
05 Eylül 2025