Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının sona ermesiyle birlikte kapsamlı bir değerlendirme raporu yayımladı. Eğitimde yaşanan eşitsizliklere, ideolojik yönlendirmelere ve çocukların karşı karşıya bırakıldığı ağır koşullara dikkat çeken sendika, çözüm için kamu yararını gözeten, demokratik, bilimsel ve çok dilli bir eğitim sistemi çağrısında bulundu.
Sendika binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Başkanı Saliha Zorlu, eğitimin sadece öğrenciler açısından değil, toplumun geleceği açısından da yaşamsal bir konu olduğunu vurguladı. Toplantıya çok sayıda öğretmen ve sendika üyesi katıldı.
“Eşitsizlik Derinleşti, Çocuklar Aç Okula Gidiyor”
Zorlu’nun kamuoyuna sunduğu raporda, Diyarbakır’daki eğitim sistemine ilişkin çarpıcı veriler yer aldı. Kentin 1 milyon 800 bini aşkın nüfusunun yüzde 36’sının çocuk olduğu vurgulanırken, bu oranla Diyarbakır’ın Türkiye’de çocuk nüfusu en yüksek illerden biri olduğuna dikkat çekildi.
Rapora göre, kentte 468 bine yakın öğrenci örgün eğitim görüyor. Ancak yüksek işsizlik ve yoksulluk nedeniyle öğrenciler temel haklara erişmekte zorlanıyor. Kantin ürünlerine ulaşamayan çocukların gün boyu aç kaldığı, bazı bölgelerde öğrencilerin aç gidip aç döndüğü ifade edildi.
Zorlu, “Yıllardır talep ettiğimiz ‘her öğrenciye en az bir öğün nitelikli yemek ve temiz su’ uygulaması hayata geçirilmeden eğitimde fırsat eşitliğinden söz edilemez” dedi.
MESEM Sistemi: “Çocuk Emeği Sömürülüyor”
Eğitim Sen raporunda, mesleki eğitim sistemine yönelik sert eleştiriler de yer aldı. Özellikle MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) programı üzerinden çocuk emeğinin sömürüldüğü ifade edilirken, Diyarbakır’da bu programa 25 ila 30 bin öğrenci kayıtlı olduğu bilgisi paylaşıldı.
Zorlu, “Çocukların haftanın dört günü işyerinde, bir günü okulda geçirmesi, onları işçileştiriyor ve gelişim haklarını ellerinden alıyor. MESEM sisteminin uygulamaya konulduğu günden bu yana en az 12 çocuğun iş kazalarında hayatını kaybettiğini hatırlatıyoruz. Eğitim düzeni çocukları öldürüyor!” ifadelerini kullandı.
Eğitimde Kastlaşma: “İmam Hatipler Zorunlu Alternatif Hâline Getirildi”
Raporda, eğitimde yaşanan “kastlaşma” sistemi de ayrıntılı olarak ele alındı. Devlet kaynaklarının eşit dağılmadığına ve okul türleri arasında büyük uçurumlar olduğuna dikkat çeken sendika, özellikle İmam Hatip ve Meslek Liseleri’nin öğrenciler için adeta zorunlu tercih haline geldiğini belirtti.
Diyarbakır’da yaklaşık 100 İmam Hatip Lisesi’nin bulunduğu ancak bu okullardaki öğrenci sayısının düşük olduğu belirtilen raporda, Anadolu ve Fen liseleri dışındaki okulların özellikle yoksul çocuklara dayatıldığı vurgulandı.
Depreme Dayanıksız Okullar, Temizlik Krizi ve Taşımalı Eğitim Sorunları
Sendikanın raporunda kentteki fiziki koşulların da eğitim kalitesini düşürdüğü belirtildi. Deprem sonrası yıkılan birçok okulun yıllardır yeniden yapılmadığı, bazı okullarda ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin aynı binada eğitim gördüğü aktarıldı.
Ayrıca okul temizlik personeli sorunu, TYP kapsamında yapılan düşük ücretli ve güvencesiz çalıştırmalarla çözülememiş, veli bağışlarıyla temizlik ihtiyacı karşılanmaya çalışılmış. Zorlu, bu konuda yaptığı açıklamada, “Temizlikten tasarruf olmaz. Bakan, ‘velilerden para toplanmıyor’ diyor ama gerçek bunun tam tersi” dedi.
Taşımalı eğitim sisteminde yaşanan sıkıntılar da öğrencilerin eğitim hakkına doğrudan etki ediyor. Rapora göre, bazı köylerde öğrenciler aylarca okullarına taşınamadı. 30 km’yi aşan mesafelerde taşımalı eğitimin iptal edilmesiyle birçok öğrenci eğitimden tamamen koptu. Özellikle kız çocuklarında okul terkinin arttığına dikkat çekildi.
Şiddet, Güvensizlik ve Eğitimde Cinsiyet Eşitsizliği
Okul yolunda ve okul içinde öğrencilerin karşı karşıya kaldığı güvenlik sorunları da raporda yer aldı. Türkiye genelinde öğrencilerin %56’sının okul yolunda kendini güvende hissetmediğini belirten Eğitim Sen, son yıllarda öğretmenlere yönelik şiddet olaylarının da arttığını kaydetti.
Madde kullanımı, seçmeli derslerdeki ideolojik yönlendirmeler, öğretmen atamalarında liyakatsizlik gibi konular da raporun eleştiri konuları arasında. Özellikle seçmeli derslerin resmi dayatmalara dönüştüğü, öğrencilerin özgür tercihlerinin engellendiği vurgulandı.
“Eğitim Emekçileri Geçinemiyor”
Raporda öğretmenlerin içinde bulunduğu ekonomik ve psikolojik zorluklar da detaylı şekilde yer aldı. Diyarbakır’da 24 bin 865 öğretmenin görev yaptığı belirtilirken, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenler arasındaki maaş farklarının iş barışını bozduğu ifade edildi.
Zorlu, “Birçoğu kıt kanaat geçinen öğretmenler; yemek, ulaşım, çay gibi günlük ihtiyaçlarını ceplerinden karşılamak zorunda kalıyor. Okullarda temizlik hizmeti bile öğretmenlerin cebinden çıkıyor” diyerek hükümetin eğitim bütçesini artırması gerektiğini vurguladı.
“Çocukların Geleceği Korunmalı”
Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Başkanı Saliha Zorlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bir çocuğun eğitimden kopması, aslında bir toplumun geleceğinin eksilmesidir. Eğitime ideolojik müdahalelerden, piyasacı dayatmalardan, eşitsizliklerden, cinsiyetçilikten arındırılmış bir sistem kurmak hepimizin görevidir. Demokratik, bilimsel, laik ve çok dilli bir eğitim sistemini savunmak, demokratik toplumu savunmaktır.”
DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025DİYARBAKIR HABERLERİ
27 Ağustos 2025EKONOMİ
27 Ağustos 2025