0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Biz Bu Mesleği Dedemizden Devraldık”

Diril Antika İşyerinin işletmecisi Hüseyin Diril, antikacılığı bir meslekten öte, bir kültür mirası olarak görüyor. Dedesinden babasına, babasından kendisine uzanan bir yolculuğun sürdürücüsü olan Diril, şunları söylüyor:

“Diyarbakır Tarihi Hasan Paşa Hanı’nda aile mesleğimizi devam ettiriyoruz. Antikacıyız. Diyarbakır’ın en eski antikacısı biziz. Elimize ulaşan ürünlerin büyük çoğunluğu ailelerden kalan, hatırası olan, orijinal ürünler. Biz bu ürünleri, eğer kırık dökükse, tamir edip günümüzde kullanılabilir hale getiriyoruz.”

Antikanın Kalbi: Gümüşten Saatlere, Tespihlerden Etnografik Eşyalara

Dükkânda gümüş işlemeli takılar, cep saatleri, geleneksel tespihler, eski Diyarbakır evlerinden kalma mutfak eşyaları, etnografik objeler ve duvar süsleri başta olmak üzere çok sayıda değerli eşya sergileniyor. Her bir ürün, sadece bir nesne değil, aynı zamanda bir dönemin tanığı olarak raflarda yer alıyor.

“Antika dediğimiz şey, sadece eski olmakla kıymet kazanmaz,” diyor Hüseyin Diril. “Onun ardındaki hikâye, yaşanmışlık, üretildiği dönem ve el işçiliği gibi detaylar onu değerli kılar. Biz de bu ürünleri yeniden yaşatıyor, onları tanıyan, değer veren insanlarla buluşturuyoruz.”

Hanın Taşlarında Saklı Bir Kültür

Hasan Paşa Hanı’nın atmosferi, dükkânın ruhuna ruh katıyor. Sabah saatlerinde hanın taş avlusunda yükselen çay dumanı, eski taş duvarlar arasında yankılanan sohbetler ve Diril Antika’nın vitrininden sızan nostalji, ziyaretçileri adeta zamanın dışına taşıyor.

Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri hâline gelen Hasan Paşa Hanı, antikaseverler için adeta bir cazibe merkezi. Hüseyin Diril, şehre gelen misafirlerin sadece alışveriş yapmadığını, aynı zamanda geçmişe dair bilgi edinip bu kültürü tanıma fırsatı bulduklarını belirtiyor.

“Geçmişi Korumak, Geleceğe Köprü Kurmaktır”

Diril, genç nesillere de çağrıda bulunarak, antikacılık gibi mesleklerin önemine dikkat çekiyor:

“Bu işler sabır ve merak gerektirir. Her ürün bir hazine gibidir. Gençlerin bu işe ilgi göstermesi çok kıymetli. Çünkü biz ne kadar sahip çıkarsak, geçmiş o kadar canlı kalır.”